Tekrarlanan Tüp Bebekte en sık atlanan detaylar.
Tekrarlanan Tüp Bebekte en sık atlanan detaylar. Op.Dr.Aziz İhsan Tavuz
Bu yayının başında Op. Dr. Aziz İhsan Tavuz, yakın zamanda gerçekleştirilen ve erkek infertilitesine odaklanan bilimsel toplantıya değinerek, bu alandaki önemli bir boşluğun doldurulduğunu ifade etti. Tüp bebek kongrelerinde dahi erkek infertilitesine bu kadar yoğun içerik ayrılmadığını, bu nedenle toplantının meslektaşlar arasında büyük ilgi gördüğünü vurguladı. Spesifik ve çoğu zaman konuşulmayan konuların ele alınmasının hem hekimler hem de hastalar için gerçek fayda sağladığını belirtti.
Yayının ana konusu ise tekrarlanan tüp bebek başarısızlıklarında sıkça atlanan noktalar ve transfer öncesinde mutlaka değerlendirilmesi gereken faktörlerdi.
Dr. Tavuz, kendilerine sıklıkla uzaktan ulaşan hastalardan benzer sorular geldiğini ifade etti. Daha önce embriyo elde edilmiş, hatta genetik olarak sağlıklı embriyolar oluşturulmuş olmasına rağmen transferlerin başarısız olması durumunda, yalnızca embriyonun değil, transfer sürecine etki eden tüm faktörlerin ayrıntılı biçimde gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Embriyonun sağlıklı ve genetik olarak normal olması, tek başına gebelik garantisi anlamına gelmez. Asıl kritik nokta, embriyonun transfer edildiği ortamın ve hastanın genel durumunun bu embriyoyu kabul edebilir durumda olup olmadığıdır.
Transfer öncesi değerlendirmede özellikle şu alanların birlikte ele alınması gerektiğini ifade etti:
Rahim yapısı ve rahim içi ortam
Tüplerin durumu
Genel metabolik hastalıklar
Bağışıklık sistemi
Kan pıhtılaşma sistemi
Bu faktörlerin herhangi birinde gözden kaçan küçük bir sorun, sağlıklı bir embriyonun dahi tutunmasını engelleyebilir.
Embriyo elde edildikten sonra spermle ilgili yapılabilecek müdahalelerin sınırlı olduğunu, ancak embriyo yoksa ya da yeni embriyo planlanıyorsa erkek faktörünün mutlaka ayrıntılı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Varikosel, sperm DNA hasarı, genel sperm kalitesi, genetik problemler, sigara, alkol, beslenme ve yaşam tarzı gibi etkenlerin embriyo kalitesini ve tutunmayı dolaylı olarak etkileyebileceğini vurguladı.
Bu noktaların aslında zor veya bilinmeyen konular olmadığını, ancak yoğunluk, alışkanlıklar veya önceki tedavilere aşırı güven nedeniyle zaman zaman gözden kaçabildiğini ifade etti. Bu nedenle ikinci bir görüş almanın, tedavinin yönünü değiştirebilecek kadar değerli olabileceğini söyledi. Hastanın mutlaka merkez değiştirmesine gerek olmadan, aldığı bu görüşle kendi tedavisini daha bilinçli şekilde şekillendirebileceğini belirtti.
Tekrarlayan başarısızlık kavramının altını özellikle çizdi. Aynı yöntemle art arda yapılan ve sonuç alınamayan transferlerde artık aynı yoldan devam edilmemesi gerektiğini vurguladı. Daha önce transfer edilmiş ve düşükle sonuçlanmış ya da tutmamış embriyolar varsa, mutlaka sürecin baştan sona yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Bu değerlendirme yalnızca embriyo kalitesine odaklanmamalıdır. Daha önce yapılmış tahlillerin gerçekten yeterli olup olmadığı da sorgulanmalıdır. Örneğin rahim filmi raporunda “normal” yazmasının tek başına yeterli olmadığını, görüntünün bizzat hekim tarafından görülmesinin önemli olduğunu söyledi. Tüplerde fark edilmeyen bir genişleme ya da rahimle ilgili gözden kaçan bir sorun, başarısızlığın temel nedeni olabilir.
Her şey normal görünmesine rağmen rahmin embriyoyu kabul etmemesi gibi durumların da olabileceğini, bu nedenle rahim içinin tekrar değerlendirilmesinin gerekebileceğini belirtti. Rahim içi yapısı, endometriumun durumu ve mikroskobik sorunlar mutlaka dikkate alınmalıdır.
Smear testinin de bu süreçte ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Tedaviye başlanmadan önce ya da tekrarlayan başarısızlık durumlarında smear zamanı gelmişse mutlaka yapılmasını önerdiklerini söyledi.
Ayrıca tekrarlayan başarısızlıklarda sessiz geçirilen rahim, tüp ve yumurtalık enfeksiyonlarının önemli bir faktör olabileceğini ifade etti. Bu enfeksiyonların bazen ateş ya da belirgin şikâyet yapmadan, hafif kasık ağrısı ya da kısa süreli akıntı gibi belirtilerlegeçebileceğini; ancak rahim içindeki mikro çevreyi bozarak embriyonun tutunma sürecini olumsuz etkileyebileceğini belirtti.
Bu nedenle tekrarlayan başarısızlık yaşayan hastalarda, görünürde belirgin bir sorun olmasa bile bu ihtimallerin mutlaka akılda tutulması gerektiğini vurguladı.
Transfer zamanlamasının da kritik bir faktör olduğunu belirten Dr. Tavuz, “tutunma penceresi” kavramına dikkat çekti. Rahim ve embriyo günü uyumlu olmasına rağmen transferlerin başarısız olması durumunda, endometriumun tutuculuk zamanlamasında bir kayma olabileceğini ve bunun ERA testi ile değerlendirilebileceğini ifade etti.
ERA testinin geçmişte etkinliği tartışmalı olsa da, güncel çalışmalarda belirli hasta gruplarında fayda sağlayabildiğinin gösterildiğini söyledi. Sağlıklı embriyo verilmesine rağmen tüm diğer faktörler kontrol altına alındığında hâlâ tutunma problemi yaşanıyorsa, bu testin bazı hastalarda yol gösterici olabileceğini belirtti.
Transfer Öncesi Yapılması Gerekenler
Rahim içi yapışıklıklar, tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında çoğu zaman belirti vermeden ilerleyebilen ve bu nedenle gözden kaçabilen önemli sorunlardan biridir. Rahim içi tamamen yapışık olduğunda adet görülmemesi gibi belirgin bir tablo ortaya çıkar; ancak bu oldukça ileri bir evredir. Daha hafif ve kısmi yapışıklıklar ise çoğu zaman adet düzenini bozmaz ve hastada belirgin bir şikâyete yol açmaz.
Bu tür yapışıklıklar, dikkatli bir ultrason muayenesiyle saptanabilir. Üç boyutlu ultrason ile daha net görüntü elde edilebilse de, deneyimli bir gözle iki boyutlu ultrasonda dahi bu bulgular fark edilebilir. Ek ve karmaşık bir incelemeye her zaman gerek yoktur; önemli olan dikkatli ve sistematik değerlendirmedir.
Rahim içi yapışıklık saptandığında tedavi histeroskopi ile yapılır. Histeroskopi sırasında rahim içine kamera ile girilerek yapışıklık alanları doğrudan görülür ve açılır. İşlem sonrası yeniden yapışıklık oluşmasını önlemek amacıyla rahim içine özel jeller uygulanır ve bir sonraki adet döngüsüyle birlikte transfer hazırlığına başlanır.
Rahim içi yapışıklıklar dışında, polipler ve rahim şekil bozuklukları da ultrasonla tanı konulabilen durumlardır. Bu tür yapısal sorunlar tespit edildiğinde, tekrarlayan tutunma başarısızlıkları beklenmeden müdahale edilmesi gerekir. Bazen fark edilmeyen küçük bir miyom ya da polip, tedavinin başarısız olmasının temel nedeni olabilir.
Her muayenenin aynı koşullarda ve aynı dikkatle yapılamayabileceğini vurgulayan Dr. Tavuz, yoğunluk, yorgunluk veya dikkat dağınıklığı gibi nedenlerle bazı bulguların gözden kaçabileceğini ifade etti. Ancak rahim içi miyomlar, rahim duvarındaki miyomlar, adenomyozis, polipler, yapışıklıklar ve rahim şekil bozukluklarının dikkatli bir ultrason değerlendirmesiyle saptanmasının mümkün olduğunu belirtti.
Bu nedenle hastanın “bir kez transfer oldu, tutmadı; ikinci kez oldu, yine tutmadı” noktasına gelmesini beklemeden, ilk muayenede kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerektiğini vurguladı. Acele edilmeden, hastaya yeterli zaman ayrılarak rahim, tüpler ve yumurtalıklar ayrıntılı şekilde incelenmeli ve tüm bulgular not edilmelidir.
Poliplerle ilgili yaklaşımın da stratejik olması gerektiğini ifade etti. İlk muayenede polip saptandığında, hemen müdahale edilip edilmemesine hastaya özel karar verilmesi gerektiğini belirtti. Çünkü tüp bebek süreci uzadığında, embriyolar elde edilip genetik test süreci tamamlanana kadar geçen sürede poliplerin yeniden oluşması sık görülen bir durumdur. Bu nedenle bazı hastalarda polip, transfer öncesi son dönemde histeroskopi ile alınarak bir sonraki adetle transfer hazırlığına başlanmasının, rahim içinin transfer anında gerçekten hazır olmasını sağladığını ifade etti. Bu yaklaşımın hastayı gereksiz tekrar işlemlerden koruduğunu vurguladı.
Ultrason teknolojileriyle ilgili olarak, üç boyutlu ve dört boyutlu görüntülemenin avantajlarından söz edilirken, asıl belirleyici faktörün teknolojiden çok hekim deneyimi olduğunu vurguladı. Yapay zekâ destekli görüntüleme sistemlerinin teorik olarak mümkün olduğunu, ancak rahim içi değerlendirmede esas olanın hekimin bilgi ve tecrübesi olduğunu ifade etti. Miyom, polip, yapışıklık ve adenomyozisin deneyimli bir göz tarafından ayırt edilebilmesinin, hekimin mesleki yetkinliğinin göstergesi olduğunu belirtti.
Bölümün ilerleyen kısmında sperm faktörünün tekrarlayan başarısızlıklardaki rolüne dikkat çekti. Embriyo kalitesinin iyi, hatta genetik olarak normal olmasına rağmen transferlerin başarısız olması durumunda, spermle ilişkili sorunların mutlaka yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle erken haftalarda yaşanan düşükler ve hiç tutunmama durumlarında sperm DNA hasarının önemli bir rol oynayabileceğini belirtti.
Ancak tek sorunun sperm DNA hasarı olmadığını, genel sperm kalite sorunları, varikosel varlığı ve erkeğin yaşam tarzının da embriyonun tutunma potansiyelini etkileyebileceğini ifade etti. Embriyo kalitesinin tek başına belirleyici olmadığını, spermin niteliği, erkeğin sigara kullanımı, genel sağlık durumu gibi faktörlerin en az embriyo kadar önemli olduğunu vurguladı. Aynı şekilde kadına ait faktörlerin de bütüncül şekilde ele alınması gerektiğini belirtti. Rahim ve tüplerin durumu, metabolik hastalıklar, kilo, şeker ve tansiyon gibi genel sağlık sorunlarının da tedavi başarısını doğrudan etkileyebileceğini ifade etti. Sağlıklı ve yüksek kaliteli bir embriyonun, ancak uygun koşullarda tutunabileceğini özellikle vurguladı.
Tüp bebek tedavisinde embriyo kalitesinin önemli olduğu sıkça vurgulansa da, tek başına belirleyici olmadığı özellikle altı çizilmesi gereken bir noktadır. “Embriyo glue da yaptık, 5AA embriyo transfer edildi, şansım nedir?” gibi soruların çok sık geldiğini belirten Dr. Tavuz, bu soruların arkasında genellikle tedavinin yalnızca embriyoya indirgenmesi olduğunu ifade etti.
Embriyo ne kadar kaliteli olursa olsun, eğer rahim, tüpler, metabolik sistem, bağışıklık sistemi ve genel sağlık durumu yeterince hazırlanmadıysa, %100 tutunma gibi bir beklentinin gerçekçi olmadığını vurguladı. Tüp bebek tedavisinin yalnızca kadın tedavisi olmadığını; kadın ve erkeğin hem üreme sistemleri hem de genel sağlık durumlarıyla birlikte değerlendirilmesi gereken bütüncül bir süreç olduğunu ifade etti.
Bu bütüncül yaklaşım benimsendiğinde, daha az deneme ile, daha az işlem yapılarak sağlıklı gebelik elde etmenin mümkün olduğunu belirtti. Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarının temelinde çoğu zaman kadın ve erkeğin yeterince detaylı incelenmemesi ve tedaviye yeterli hazırlık yapılmadan sürece girilmesi olduğunu söyledi.
Bu nedenle sıkça duyulan “12 deneme, 15 deneme, 18 deneme” gibi örneklerin, doğru değerlendirme ve hazırlık yapılsaydı büyük ölçüde yaşanmayabileceğini vurguladı.
Bu noktada tüplerle ilgili önemli bir ayrıntıya da dikkat çekti. Hidrosalpenks durumlarında, rahim filminde açıkça görülen ve ameliyat gerektiren belirgin tablolar olduğu gibi, çok hafif genişlemiş ve rahme sıvı sızdıran ancak kolay fark edilmeyen durumların da olabileceğini belirtti. Bazı tüplerin rahim filminde net şekilde “ben buradayım” dediğini, bazılarının ise gri alanda kaldığını ifade etti.
Bu ara durumlarda izledikleri yaklaşımı şu şekilde anlattı:
Transfer öncesinde antibiyotik tedavisi uygulanarak, tüpte birikmiş olabilecek sıvının rahim içine olumsuz etkisinin baskılanması ve ilk transferin bu şekilde yapılması. Eğer bu transfer başarısız olursa, ikinci transferden önce laparoskopi ile karın içine girilerek tüpün doğrudan gözle değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Ameliyat sırasında görülen bulguların, rahim filmine göre daha ağır olabildiğini özellikle vurguladı.
Rahim filmi her zaman kesin tanı koydurmayabilir. Bu nedenle net bir ameliyat kararı verilemeyen durumlarda, tedaviyi çok uzatmadan önce bir deneme yapıp, başarısızlık durumunda cerrahi değerlendirmeye geçmenin daha doğru bir yaklaşım olabileceğini ifade etti.
Rahim filmi yorumlarının da kişiden kişiye değişebileceğine dikkat çekti. Sadece rapora bakılarak “normal” denilen birçok filmde, deneyimli bir tüp bebek uzmanının görüntüyü bizzat değerlendirdiğinde hafif tüp genişlemeleri fark edebildiğini söyledi. Bu nedenle rapora bakmadan önce görüntünün incelenmesinin, daha objektif ve doğru karar verilmesini sağladığını vurguladı.
Tedavinin sorumluluğunu yürüten hekimin, gerekli gördüğünde laparoskopi önermesinin hem bilimsel hem de etik bir sorumluluk olduğunu belirtti. Sonuç olumsuz olduğunda açıklamayı yapanın hekim olduğunu, bu nedenle karar mekanizmasının da hekime ait olması gerektiğini ifade etti.
Transfer öncesi dikkat edilmesi gereken konulara yeniden değinen Dr. Tavuz, tüplerle ilgili durumların yanı sıra şu başlıkların da mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini belirtti:
-
Fazla kilo
-
Şeker dengesizlikleri
-
Tiroid hastalıkları
-
Bağışıklık sistemi
-
Kan pıhtılaşma sistemi
-
Rahim içi enfeksiyonlar, endometrit
-
Yapışıklıklar ve polipler
Embriyo glue uygulamasının bazı hastalarda fayda sağlayabileceğini, bu nedenle “her şey yapıldı mı?” sorusunun bir parçası olarak düşünülebileceğini ifade etti. Ancak diğer tüm faktörler dikkatle ele alınmadan, yalnızca embriyo glue uygulamasından mucize beklenmemesi gerektiğini özellikle belirtti.
Soru :Embriyo glue kullandık, 5AA embriyo transfer edildi. Şansım nedir?
Embriyo glue fayda sağlayabilir ve bazı hastalarda kullanılabilir. Ancak tek başına başarı garantisi değildir. Rahim, tüpler, metabolik durum, bağışıklık sistemi ve genel sağlık değerlendirilmeden yapılan transferlerde, embriyo glue tek başına mucize yaratmaz.
Gebelik Takibi ile ilgili bilgi :Gebelik takibinde en korkulan tablolardan birinin, özellikle erken haftalarda suyun erken gelmesi ve buna eşlik eden rahim ağzı açılması olduğunu belirten Op. Dr. Aziz İhsan Tavuz, bu durumun çoğu zaman gebeliğin kaybıyla sonuçlanabildiğini ve hem hasta hem de hekim için çok yıpratıcı olduğunu ifade etti. Bu tür olumsuz sonuçlarda, spermdeki enfeksiyonlar ile rahim içinde atlanmış ve tedavi edilmemiş “sessiz” enfeksiyonların rol oynayabildiğini vurguladı.
Daha önce erken haftalarda su gelmesi gibi bir öyküsü olan bir hasta başvurduğunda, gebelik sürecinde belirli haftalarda, belirgin bir neden olmasa bile koruyucu amaçlı antibiyotik tedavileriyle önlem almaya çalıştıklarını söyledi. Gebelikte cinsel ilişki sırasında yeniden enfeksiyon bulaşabileceği için, yalnızca kadını değil eşi de tedavi ederek tekrar riskini azaltmayı hedeflediklerini belirtti.
Kendi klinik yaklaşımında, 12. haftadan sonra her kontrolde rahim ağzı uzunluğunu mutlaka ölçtüğünü, enfeksiyon bulgularını sorguladığını ve kötü kokulu akıntı gibi en küçük şüphede gerekli tedavileri gecikmeden planladığını ifade etti. Amaçlarının, sorun başlamadan ve belirti vermeden önce riski yakalayıp önlemek olduğunu vurguladı.
Soru: “Hocam şeker çıktı. 35 haftada alındı. Solunum yetmezliği denildi, bebek vefat etti. Sorun şekerden olabilir mi?”
Öncelikle çok geçmiş olsun, başınız sağ olsun. Bu tabloda tek sorunun şeker olduğunu düşünmüyorum. Şeker çok yüksek düzeylerde değilse (çok ileri seviyelerde değilse), tek başına 35 haftada doğuma gidişi ve ardından böyle bir sonucu açıklamak her zaman mümkün olmayabilir. 35 hafta çok küçük bir gebelik haftası değildir; doğumdan önce akciğer gelişimi için gerekli ilaçların yapılmış olabileceğini ve doğum sonrası yenidoğan yoğun bakımda uygun tedavi verilse bile böyle bir sonucun ortaya çıkmasının altta yatan başka bir nedeni düşündürebileceğini ifade edebilirim. Ancak bir sonraki gebelikten önce şekeri mutlaka ciddi şekilde kontrol altına almak gerekir. Şu an çok yeni bir süreç; önce toparlanın, sonra bilinçli bir planlamayla doktorunuzla görüşüp yeniden değerlendirme yapın.
Soru: Hocam iyi akşamlar. Yaşım 41. 3 yumurta 5. güne gidiyor ama genetik testte kromozomlar eksik geliyor. Transfer yapamıyoruz. Ne yapmamız gerekiyor?”
Önce şu soruyu netleştirmek gerekir: Kaç kez böyle oldu? Kaç embriyo genetik teste gitti ve kaçında anormal sonuç geldi? Çünkü 41 yaşında her bir yumurtada kromozomal sorun riski yaklaşık %75 civarındadır; yani her yumurta için ortalama %25 sağlıklı bekleriz. Eğer genetik teste giden embriyo sayısı 2–3 gibi düşük bir sayıysa, buradan “hep böyle olacak” şeklinde genelleme yapmak doğru olmaz. Ancak 8–10 gibi daha fazla sayıda embriyo genetik teste gidip hepsi anormal geldiyse, altta yatan genetik bir neden olup olmadığı araştırılmalıdır. Bazı genetik mutasyonlar, embriyoların sürekli kromozomal olarak sorunlu gelmesine yol açabilir. Bu nedenle sonuçlarınızı gönderin; birlikte değerlendirip gerekirse ek genetik incelemeler planlayalım.
Ayrıca anne ve babanın kromozom analizi yapıldı mı, bu da çok önemlidir. Bazen translokasyon gibi durumlar olabilir. Böyle bir durumda genetik konsültasyonla nasıl ilerleyeceğimize karar veririz.
Soru: Hocam yaş 35. Transfer öncesi mutlaka embriyoya genetik test yaptırmalı mıyız? Eğer sıkıntı yoksa transfer edilirse tutunmaz mı?”
35 yaşındaki bir kadında, üretilen yumurtalarda kromozomal sorunla karşılaşma riskimiz yaklaşık %50’dir. Eşiniz sağlıklıysa, sigara kullanmıyorsa, varikosel yoksa ve sperm DNA hasarı düşükse, erkek tarafının olumsuz katkısı belirgin olmayabilir. Bu durumda, daha önce başarısız deneme öykünüz yoksa embriyoya genetik test yapılmasını rutin olarak önermem. Ne yapılabilir? İyi kalitede 5. gün embriyolarından iki tanesinin doğrudan transferiyle sağlıklı gebelik elde etmek mümkün olabilir.
Ancak çok sayıda bSoru:stokist oluştuysa, bir strateji olarak şunu öneririm: Bir–iki embriyoyu transfer için ayırıp, kalan embriyoları biyopsi alarak dondurmak. Böylece ilk transfer başarısız olursa, kalan embriyolar için genetik test seçeneği elimizde hazır olur; embriyoları tekrar tekrar çözüp biyopsi alıp yeniden dondurma gibi işlemlerin yaratabileceği riskleri azaltmış oluruz. Çok sayıda blastokist çıkan durumlarda bu yaklaşım önemlidir.
Soru :Merhaba hocam. 38 yaşındayım. AMH 0,43. Tüp bebek önerildi, tuttu fakat düşük oldu (1 ay önce). Kendiliğinden olma şansı var mı? Tekrar tüp bebek mi yaptırmalıyım?”
Kendiliğinden gebelik şansı elbette vardır; yumurta varsa ve sperm uygunsa doğal yolla gebelik elde edilebilir. Ancak daha önce transfer olmuş ve düşükle sonuçlanmış. Bu, altta bir neden olabileceğini düşündürür. Bu nedenler, sizin doğal yolla sağlıklı gebelik elde etme şansınızı da azaltabilir. Bu nedenle önce siz ve eşiniz detaylı değerlendirilmelisiniz: “Bu transfer neden sağlıklı ilerlemedi?” sorusunun cevabını bulmak gerekir. Bu cevabı bulmadan gireceğimiz her yol, yanlış bir yol olma ihtimali yüksek bir yol olur. Önce değerlendirelim, sebepleri bulalım; sonra o sebepleri düzelterek doğal yoldan mı bekleyeceğiz, tüp bebek mi yapacağız, birlikte karar verelim.
Soru: Bir tane 5 haftalık gebelik, bir tane kimyasal, bir tane dış gebelik yaşadım. Genetik kromozom testi yaptık. Daha neler yapılır hocam?”
Kromozom testi yapılmış; bu önemli. Şimdi şunları da netleştirmek gerekir: Aranızda akrabalık var mı? Yaşlar kaç? Kimyasal gebelik, dış gebelik ve 5 haftalık kayba ne sebep olmuş olabilir? Rahimde adenomyozis gibi bir durum var mı? Bu soruların cevaplarını aramak gerekir. Bu cevapların içinde, sağlıklı gebeliğe ulaşmayı engelleyen nedenler büyük olasılıkla ortaya çıkacaktır. Sizi ve eşinizi muayene edip birlikte değerlendirelim; sonrasında hangi testlerin gerekli olduğunu ve nasıl bir yol izleneceğini planlayalım.
Soru: Yaş 39. İkinci denemedeyim. Yarın 5. gün transferim var. Bu ay tedavi uzun sürdü. Bugün normal adet günüm ama adet olmadım. O tarihte transfere gitmek uygun mu, yoksa dondurulup diğer ay mı yapılmalı?”
Burada bir tutarsızlık görünüyor. Eğer tedavi adetin ilk günü başladıysa ve yeni adet tarihine gelindiyse, bu tedavinin yaklaşık bir ay sürmüş olması beklenen bir durum değil. Bu nedenle tedavinin detaylarını bilmeden net yorum yapmak doğru olmaz. Lütfen mesaj atın ve numaranızı gönderin; sizi arayıp süreci ayrıntılı öğrenerek daha doğru yönlendirebilirim.
Soru: Embriyo neden 5. güne ulaşmaz?”
Embriyonun 5. güne ulaşamamasında üç ana başlık etkili olabilir: embriyonun kromozomal yapısı, sperm faktörü ve laboratuvar koşulları. Laboratuvar şartları uygun değilse, embriyo iyi şekilde muhafaza ve takip edilemiyorsa, spermle ilgili sorunlar varsa veya embriyoda ağır kromozomal anormallikler varsa embriyo 5. güne ulaşamayabilir. Böyle bir durum yaşandıysa, bir sonraki tedaviden önce hangi alanda sorun olabileceğini araştırıp düzeltmek gerekir ki aynı tablo tekrarlanmasın.
Soru: Rahim arka duvarındaki miyom gebeliğe engel mi?”
Miyom büyükse ve rahim iç zarıyla (endometriumla) yakın komşuluğu varsa gebeliğe engel olabilir. Bu nedenle miyomun yeri, boyutu ve endometriumla ilişkisi muayene ve ultrasonla net değerlendirilmeli; gerekirse üç boyutlu ultrasonla daha ayrıntılı bakılmalıdır. Buna göre yorum yapmak daha doğru olur.
Soru: Laparoskopide uterin sineşiyi zorla açtım dedi doktor. Tüp bebeğe faydası olur mu? 3. tüp bebek negatif.”
Bu işlem büyük olasılıkla histeroskopi ile yapılmıştır; rahim içine kamera ile girilerek yapışıklık açılır. Eğer sineşi açıldıysa ve sonrasında yeniden yapışmayı önlemek için gerekli tedaviler verildiyse elbette faydası olur. Ancak üç kez tüp bebek negatifse bir yerlerde önemli bir sorun var demektir. Sonuçlarınızı ve raporlarınızı gönderin; görüşelim. Mümkünse kliniğe de davet ederiz, birlikte ayrıntılı değerlendirelim.
Soru : Hastam 46 yaşında. Doktor 6 ay kendin dene demiş.”
Bu yaklaşımı doğru bulmuyorum. Tahlillerini mutlaka gönderin; bu şekilde beklemek doğru değil.
Soru : Sezaryenden kaç ay sonra transfer olunur?”
Evde bir çocuk varken ve doğum sağlıklı olduysa elbette karar size aittir. Ancak sezaryenden sonra rahmin ve vücudun toparlanması, demir ve vitamin depolarının yerine gelmesi için genellikle en az 1–2 yıl ara öneriyoruz. En erken 1 yıl sonra transfer yapılabilir.
Soru : 45 yaşındayım. Tüp bebekle iki embriyo oluştu ama ikisinde de kromozom bozukluğu çıktı. Artık tedaviyi bırakmalı mıyım?”
Bu, mesajla verilecek kısa bir yanıtla karar verilebilecek bir konu değil. Ne zamandır evlisiniz, kaç kez denendi, bu ilk denemeniz mi, ilk oluşan embriyolar mı; hepsini konuşmak gerekir. Numaranızı gönderin; mümkünse eşiniz yanınızdayken sizi arayıp detaylı görüşelim. Evraklarınızı da iletin. Gerekirse merkezimizde yüz yüze görüşüp birlikte yol çizelim.
Soru : Daha önce 5. gün embriyom vardı, bir kızım oldu. Şimdi 39 yaşındayım. 3. gün 3 embriyom var; ikisi 6 hücreli, biri 9 hücreli. Tutunma şansı var mı?”
Tutunma şansı elbette var. Başarıyı yalnızca embriyo değil birçok faktör etkiler. Diğer faktörler normalse ve embriyolardan birinin kromozomları normalse tutunma şansı vardır. İkiz istemediğinizi varsayarak tek embriyo transferini öncelikli düşünürüm. Şöyle bir yol önerilebilir: 3. gün embriyoları çözüp 5. güne kadar takip edelim. İçlerinden biri 5. güne ulaşırsa onu transfer edebiliriz. İki ya da üçü 5. güne ulaşırsa biyopsi alıp dondurur, genetik teste yollarız; sağlıklı olanı seçip transfer ederek bu yolu kısaltabiliriz.
Soru : Kan sonucunda ferritin 6 çıktı. Transfer yapılmaz mı?”
Önce şunu bilmek gerekir: Transfer ne zaman? Bu test ne zaman yapıldı? Tedavinin en başında mı, yoksa transferden hemen önce mi? Doğru olan, bu testin hastanın ilk başvurusunda yapılmasıdır. En başta ferritin düşük saptanırsa demir tedavisiyle 2–3 ay içinde depolar toparlanabilir ve transfere engel kalmaz. Ancak transferden bir hafta önce ferritin 6 çıkarsa, bu durumda “iptal” gibi kararlar tartışılabilir. Yine de tek başına “transfer yapılamaz” demek doğru değil; ama demir tedavisine düzenli devam edilmelidir.
Soru : 39 yaşındayım. 13 gündür iğneler vuruluyor. Üç yumurta var; ikisi 11 mm, biri 12–15 mm civarı. Estradiol 152. Pazartesi toplanacak denildi, normal mi?”
39 yaşında yumurtalar daha geç gelişebilir. 13 gün sürmüş ve foliküller henüz 11 mm civarında ise pazartesi toplama biraz erken görünüyor; ancak bu gidişata göre değişir. Yapılması gereken tedaviye devam etmektir. Bu üç yumurta olgunluğa ulaştığında toplanır. Bu noktada geri dönüş yok; süreç devam eder. İnşallah sağlıklı embriyo oluşursa sağlıklı gebelik şansı vardır.
Soru : 30 yaşındayım. Varikoselim var. 7 yıllık evlilik, iki negatif tüp bebek. Eşimde varikosel vardı, negatiflerden sonra ameliyat oldu. Tutmama sebebi varikosel olabilir mi?”
Evet, çok muhtemel olabilir. Ne zaman ameliyat oldu? Sonrasında doğal yolla denendi mi, tüp bebek denendi mi? Kaç yıl oldu? Ayrıca varikosel nüks edebileceği için testis doppler ultrason ile yeniden kontrol edilmelidir. 30 yaş iyi bir yaş; gençsiniz, şansınız yüksek. İki negatiften sonra artık doğru değerlendirme ile kısa yoldan sonuca gitmek gerekir.
Soru : Azerbaycan’dan yazıyorum. 7 negatif tüp bebek oldu. Hepsi 5. gün embriyosu. Her defasında ‘her şey iyi’ dendi. DNA hasarı çıktı. Tutulmama DNA hasarından olabilir mi?”
Evet, olabilir. Sperm DNA hasarı, embriyoların genetiğini etkileyebilen önemli bir sorundur. Ancak 7 negatif olana kadar sadece bunu beklemek doğru olmaz. Tek sorun bu da olmayabilir. En büyük hata, ortada bir sorun varken “tek sorun bu” gibi davranmaktır. Bu nedenle her şeyin detaylı araştırılması gerekir. Sperm DNA hasarına yönelik tedaviler planlanmalı, eş daha detaylı değerlendirilmelidir; gerekirse testis doppler yapılmalı, sigara varsa bırakılmalı. Aynı zamanda size yönelik daha geniş bir değerlendirme de yapılmalıdır ki sperm toparlandıktan sonra bu kez kadında gözden kaçan bir sorundan dolayı yine olumsuzluk yaşanmasın.
Soru: 36 yaşındayım. İki tüp bebek yaptım. İlki kimyasal gebelik oldu. İkincisinde 2 aylıkken ikizlerin kalpleri durdu.”
Çok geçmiş olsun. Kimyasal gebelik ve 8 hafta civarında düşüklerin nedenleri genetik olabilir; embriyoların genetiğinden kaynaklanabilir. Rahimde adenomyozis, tüplerde enfeksiyon gibi durumlar olabilir. Kadının vücudunda tutunmayı veya gebeliğin erken devamlılığını olumsuz etkileyen başka sorunlar da olabilir. Ayrıca sperm sorunları da erken hafta düşüklere neden olabilir. Bu durumda hem kadını hem erkeği detaylı inceleyip, tekrarlamaması için gerekli tüm adımları planlamak gerekir. Buyurun gelin, sebepleri birlikte netleştirelim.
Soru: Adenomyozis iğnesi yapıldı. Embriyo iyiyse tutma şansı yüksek olur mu?”
Adenomyozis için önlem alınmış olması çok güzel. Embriyonuz iyiyse, genetiği de sağlıklıysa ve diğer tüm faktörlerde de gerekli önlemler alınarak sorunlar kontrol altına alındıysa, yaklaşık %70–75 oranında sağlıklı devam eden gebelik şansı olabilir.
Soru: Laparoskopide yapışıklıklar açıldı dendi. Gitmeli miyim, ne zaman gidebilirim?”
Rahim içi yapışıklıkların açılması genellikle histeroskopiyle yapılan bir işlemdir. Kontrol ve planlama için bir sonraki adetle birlikte başvurabilirsiniz.
Soru: 5 haftalık gebeyim. Cuma günü kalp atışını görebilir miyim?”
Çok erken. Bu kadar erken zorlamaya gerek yok. Bir–iki hafta sonra bakılması yeterli olur.
Soru : Rahimde perde var dediler. Diğer doktorlar sıkıntı olmaz dedi. Eşim 32, ben 30 yaşındayım, 2 yıllık evliyiz.”
Sizi görmeden net bir şey diyemem. Muayene etmek, rahim filminizi görmek ve ultrasonla değerlendirmek gerekir. Rahimde perde her zaman hemen ameliyat gerektiren bir durum değildir; derecesi önemlidir. Sadece rahim filmine bakarak karar vermek de doğru olmaz. En doğrusu muayene ve görüntüleri birlikte değerlendirerek yorum yapmaktır.
Soru: Pazartesi 5. gün embriyo transferim olacak. 15 Aralık’tan beri Estrofem’i günde 3 kullanıyorum. Doktor bırak deyinceye kadar mı kullanacağım? Bu kadar yüksek doz zarar verir mi?”
Zarar vermez. Kullandığınız doz çok yüksek bir doz da değildir. Transferden sonra ve gebelik testinden sonra genellikle azaltarak bırakıyoruz. Bazı hekimler 12. haftaya kadar devam ettirebiliyor; ancak biz gebelik testinden sonra azaltarak bırakıyoruz. Bir zararı olmaz, merak etmeyin.
Soru: Aziz Bey, arkadaşlara öneriniz var mı?”
Tüp bebek sadece yumurta, sadece sperm, sadece embriyo değildir. “Yumurtayı aldım, döllendi, embriyo oldu, rahim içine koydum” şeklinde basit bir süreç gibi düşünülmemelidir. Bu çok geniş bir alandır ve başarı, ayrıntılara dikkat edildiğinde artar.
Benim işimin büyük kısmı tüp bebek olduğu için, muayenede ve ultrasonda “neyi gözden kaçırmamalıyım” diye daha uyanık ve odaklı bakabiliyorum. Burada asıl sorular şunlardır:
Tedaviye iyi hazırlandım mı? Eşim iyi hazırlandı mı? Tedavim uygun şekilde yapıldı mı? Embriyomun durumu nedir? Transfere uygun şekilde hazırlandım mı? Transfer doğru teknikle yapıldı mı? Transfer sonrası doğru ilaçları kullanıyor muyum?
Bu nedenle bazı konular tek bir mesajla çözülemez. Gelin, sizi ve eşinizi değerlendirelim, önceki tedavi sonuçlarını birlikte inceleyelim, bir yol haritası çıkaralım. O yolda birlikte yürürsek hedef çocuğunuzu kucağınıza almanızdır. Bunun örnekleri çok; siz de o örneklerden biri olun.
Soru : Yaş 22. Yumurta rezervi düşük. Eşimde aşırı derecede sperm düşük. İkinci denemeye gideceğiz. Şu an ilaç tedavisi alıyor. Eşim için başka yapmam gereken bir şey var mı?”
Yapılabilecek çok şey var. Eşiniz ne tedavi alıyor? Sperm nasıl alınacak? Hormonlar nasıl? Tedaviye doğru hazırlanıyor musunuz? Bunları konuşmak gerekir. İsim, soyisim ve telefon numaranızı gönderin; detaylı şekilde konuşalım.
Vermiş olduğu değerli bilgiler için Op.Dr.Aziz İhsan Tavuza teşekkür ederiz.
******
Bizi instagram ve Facebook tan da takip edebilirsiniz.
Tüp Bebek Soru ve Cevap konusunu okuyanlar aşağıdaki konuları da incelediler;
Düşük Yumurta Rezervinde Yeni Yaklaşımlar
Tüp Bebek Tedavisinde Testler ve Önemi
Sperm DNA Hasarı ve Tedavisi. Op.Dr.Tansel KAPLANCAN
Yumurta ve Sperm Kalitesini Artırma Yöntemleri.
Yumurta Canlandırma Tedavileri. Dr.Emin Haqverdiyev
Düşük Over Rezervi İle İlgili Yeni Çalışmalar.
Erken Yumurta Yetmezliği. Op.Dr.Erbil Yağmur
Tüp bebek Tedavilerinin Başarısında Hasta Doktor iletişimin Önemi.Op.Dr.Aziz İhsan Tavuz
Yumurta ve Embriyo Ne Zaman Dondurulmalı? Op.Dr.Enver Kurt
Tüp Bebekte Embriyo ve Tutunma Sorunları – Doç. Dr. Nadiye Köroğlu
Dondurulmuş Embriyo ve Taze Embriyo Hangi Durumlarda Başarılı? Prof.Dr.Turgut AydınSperm Sıfır ise Tedavi Olur mu? Op.Dr.Tansel Kaplancan
Tüp Bebek Tedavileri. Soru Cevap Yayınımız
Op. Dr. Selen Ecemis’ten Tüp Bebekte Başarının Sırları
Tüp Bebek Tedavisinde Son Çalışmalar. Prof.Dr.Gökalp ÖNER
Tüp Bebek Başarı Hikayesi ; Mucize mi? İnanç mı? Aliye Sibel Tuzcu
Tüp Bebek Tedavileriniz için Çocuk İstiyorum Formu ile bize ulaşabilirsiniz.









