Yüksek FSH ve Düşük AMH degerlerinde Tüp Bebek tedavileri.Dr.Emin Haqverdiyev
Yüksek FSH ve Düşük AMH değerlerinde Tüp Bebek tedavileri. Dr.Emin Haqverdiyev
Bahar aylarında doğanın uyanışıyla birlikte insan vücudunun da tedavi yanıtlarında bir hareketlenme gözlemlenebileceğine dair uzun süredir süregelen inanç, bazı klinik çalışmalarla desteklenmeye başlamıştır. Mart–Nisan dönemlerinde uygulanan ilaç dozlarında çok büyük değişikliklere gitmeden, mevcut protokollerin hafifçe düşürülmesiyle bile benzer ya da daha yüksek başarı oranları alınabildiği görülmüştür. Elbette bu, tek başına mevsime indirgenecek bir durum değildir; çok sayıda faktörün bir arada değerlendirilmesi gerekir. Yazın sıcak günlerde bile başarı oranlarının yüksek olabilmesi, bahar etkisinin tek başına belirleyici olmadığını göstermektedir.
Yumurta rezervi değerlendirmesinde kullanılan FSH ve AMH testleri, hastaların yalnızca sayılarına bakarak karar vermemelidir. FSH; beyin–yumurtalık aksının uyarı verdiği bir hormon olarak yükseldiğinde, vücuttaki “yumurta sayısının azaldığı” sinyalini güçlü bir şekilde iletir. AMH ise antral foliküllerden salgılanır ve daha ziyade folikül sayısına işaret eder. Ne var ki tek başına bu değerlerden hareketle tedavi planlamak yanıltıcı olur. Ultrasonda görülen folikül sayısı, hastanın yaşı ve geçmiş tedavi öyküsüyle birlikte yorumlandığında anlam kazanır. Yumurta kalitesi hakkında neredeyse hiçbir bilgi sunmayan bu testler, yalnızca sayısal veriler sağlar; bu nedenle her iki testin ultrason bulguları ve hasta yaşıyla birlikte ele alınması gereklidir.
Düşük yumurta rezervi durumunda başvurulan yöntemler arasında PRP (Platelet Rich Plasma) ve “yumurta gençleştirme” tedavileri yer alır. Donör yumurta tedavisi ise yasal düzenlemeler ve sosyal kararlarla şekillenen, hasta talebi doğrultusunda sunulan özel bir seçenektir. Türkiye’de kendi yumurtasıyla gebe kalmak isteyen hastalara büyük saygı duyularak; PRP, EGZOZ (yeni nesil PRP) ve diğer gençleştirme protokolleri uygulanmakta, ancak donör tedavisi öncesinde kapsamlı bilgilendirme ve onay süreçleri işletilmektedir.
Tüplerin tıkanıklığı ve rahim içi patolojiler de IVF başarısını belirleyen önemli başlıklardır. Tüplerin hangi bölümünün kapalı olduğuna, öyküsüne ve altta yatan nedene göre karar verilir; ameliyat tercihinin fayda-maliyet analizi titizlikle yapılır. Rahim içi yapısal sorunların giderilmesi için ise histeroskopik müdahaleler öne çıkarılmakta; kapalı yöntemlerin tercih edilmesi ve işlemler sonrası yapışma riskini azaltacak teknikler kullanılmaktadır.
Genetik tarama (PGT) embriyo seçiminde yardımcı bir araçtır, ancak embriyo kalitesi ve rahim uygunluğu gibi başka pek çok faktörle desteklenmediğinde başarısı sınırlı kalır. Embriyodan alınan hücre örneğiyle yapılan analiz, geriye kalan embriyoya zarar verebilir veya yüzde yüz kesin bilgi veremeyebilir. Bu nedenle genetik inceleme sonuçları, hastaya özgü diğer değerlendirmelerle bütünleştirilerek yorumlanır.
Son olarak, tekrarlayan IVF başarısızlıklarında senkronizasyon ve altta yatan immünolojik, enflamatuar ya da anatomik sorunlar mutlaka araştırılmalı; histeroskopi, PRP ve makrofaj aşısı gibi destekleyici uygulamalar, vaka seçimine dikkat edilerek uygulanmalıdır. Her hastanın öyküsü ve biyolojisi benzersiz olduğu için, tedavi planları da kişiye özel hazırlanmalı ve hastanın bu süreçteki beklenti yönetimi özenle yapılmalıdır.
Yayında sorulan Sorular ve Cevaplar;
Soru: Bahar aylarında ilaç dozlarını hafifçe düşürmek IVF başarısını nasıl etkiler?
Cevap: Mart–Nisan aylarında, hafif doz azaltımıyla bile benzer veya daha yüksek başarı oranları alınabildiği klinik gözlemlerle gösterilmiştir; ancak bu etki tek başına mevsime değil, protokol, hasta yaşı, hormon düzeyleri ve diğer çok sayıda faktöre bağlıdır.
Soru: FSH ve AMH testlerine ne kadar güvenebiliriz?
Cevap: FSH ve AMH yalnızca yumurta rezervi hakkında sayısal fikir verir; tek başına yorumlandığında yanıltıcıdır. Ultrason folikül sayısı, hasta yaşı ve önceki tedavi öyküsü ile birlikte değerlendirildiğinde anlamlı sonuçlar sağlar.
Soru: AMH değeri düşük ve FSH yüksek olduğunda ne anlarız?
Cevap: Düşük AMH ve yüksek FSH, yumurta rezervinin azaldığını gösteren sinyallerdir; ancak bu değerlerin dalgalanabileceği ve mutlaka diğer parametrelerle birlikte yorumlanması gerektiği unutulmamalıdır.
Soru: Çalışmalar PRP ve EGZOZ (yeni nesil PRP) tedavilerine ne diyor?
Cevap: Düşük rezerv veya tekrarlayan başarısızlık vakalarında PRP ve EGZOZ, uygun vaka seçimiyle uygulandığında tutunma oranını artırabilir; ancak standardize protokoller henüz netleşmemiştir.
Soru: Donör yumurta tedavisi nasıl karar verilen bir seçenek?
Cevap: Kendi yumurtasıyla gebe kalmak isteyenlere önce gençleştirme yöntemleri önerilir; kendi rezervi çok düşük kalırsa, kapsamlı bilgilendirme ve onay sürecinin ardından donör yumurta tedavisi sunulur.
Soru: Tüplerin tıkanıklığı için mutlaka ameliyat gerekli mi?
Cevap: Tıkanıklığın yeri, süresi ve nedeni değerlendirilir; bazı vakalarda laparoskopik kapalı cerrahiyle tüp açılabilir, bazılarında ise doğrudan IVF’a geçmek daha avantajlı olabilir.
Soru: Tüpler açıldıktan sonra yeniden kapanma riski var mı?
Cevap: Açık cerrahiyle açılan tüplerde tekrar kapanma oranı yüksektir; mikroskopik laparoskopik yöntemlerle ince dikişler kullanmak rekürrens riskini düşürür.
Soru: Hidrosalpingx sonrası rahme çizik atılması başarıyı ne kadar artırır?
Cevap: Mikroskopik histeroskopik çizik uygulaması, endometriumun reseptivitesini artırır ve etkinin 6 aya kadar sürdüğü gösterilmiştir.
Soru: Kimyasal gebelik sonrası ne yapmalıyım?
Cevap: Önce hem sizin hem eşinizin detaylı hormon, genetik (DNA fragmentasyon) ve anatomik değerlendirmeleri yapılmalı; sonra bireye özel protokol belirlenmelidir.
Soru: Hiç embriyo tutunamadıysam nedenleri neler olabilir?
Cevap: Doku uyumsuzluğu (immunolojik sorunlar), kronik endometrit, endometrium kalitesi ve mikrodoku düzeyindeki uyumsuzluklar araştırılmalıdır.
Soru: Embriyo genetik tarama (PGT) sağlam geldi ama tutunamadı; ne önerirsiniz?
Cevap: Endometrium reseptivitesini artırmak için makrofaj aşısı (gebelik aşısı) ve PRP gibi immün destekleyici yöntemler uygun vaka seçimiyle düşünülebilir.
Soru: AMH 0.5 ise IUI (suni mayalanma) mı yoksa doğrudan IVF mı önerirsiniz?
Cevap: Yaşınız 35’in altındaysa ve bir yıldan az süredir deniyorsanız IUI önerilebilir; değilse doğrudan IVF protokolü planlanmalıdır.
Soru: Genetik kusurlu embriyoyu düzeltebilir miyiz?
Cevap: Ne yazık ki mevcut teknoloji embriyonun genetik kusurunu düzeltemiyor; PGT ile sadece sağlam embriyolar seçilip transfer ediliyor.
Soru: Endometriozis kisti ve CA-125 yüksekliği varsa ne yapmalı?
Cevap: Cerrahi yerine önce IVF ile yumurta toplanması önerilir; kistler gebelik sırasında küçülebilir, ameliyat son çare olarak düşünülmelidir.
Soru: Kronik endometrit varsa rahim içi PRP yeterli mi?
Cevap: PRP uygulaması peri-histeroskopik mikroenjeksiyonla, endometriumun derin tabakasına verildiğinde etkin olur; yüzeye verilen PRP hızla atılarak etkisiz kalır.
Soru: Histeroskopi ne zaman yapılmalı?
Cevap: Tekrarlayan başarısız transferlerde veya endometrium kalitesi şüphesi olduğunda tanısal histeroskopi ile yapısal sorunlar giderilip sonraki adımlar güvenle planlanır.
Soru: Tuzlu su veya buz uygulamalarının başarıya etkisi var mı?
Cevap: Bu yöntemlerin IVF başarısına etkisi bilimsel olarak kanıtlanmamıştır; protokoller klinik çalışmalarda standart kemoterapi dozları üzerine kuruludur.
Soru: Cinsiyet seçimi mümkün mü?
Cevap: Embriyo transferi aşamasında PGT sonrası cinsiyet bilinir, ancak embriyo oluşturma aşamasında “erkek veya kız” seçme teknolojisi mevcut değildir.
Soru: Dış gebelikte yerleşme kanaması görülür mü?
Cevap: Evet; dış gebelikte de vajinal kanama olabilir. Sürekli kanama, artan ağrı ve diğer semptomlar dış gebelik işaretleridir.
Soru: Doktora nasıl randevu alırım, ön muayene nasıl işliyor?
Cevap: Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği’ne mesaj atarak randevu alınır; dernek üzerinden yapılan ilk ön muayene ücretsizdir.
Soru: Donör yumurta tedavisinde embriyoya genetik tarama yapılır mı?
Cevap: Embriyo aşamasında PGT ile genetik analiz yapılır; yumurta aşamasında değil, oluşan embriyo evresinde inceleme gerçekleştirilir.
Soru: Suni mayalanma (IUI) hangi vakalarda uygundur?
Cevap: Özellikle genç, rezervi nispeten iyi, tüpler açık ve erkek faktörü minimal olan vakalarda IUI tercih edilebilir.
Soru: Tüberküloza bağlı tüp hasarında yaklaşım nasıl olmalı?
Cevap: Önce enfeksiyon odağı tedavi edilir; tüp filmi, tıkanıklığın yeri ve süresine göre cerrahi veya doğrudan IVF planlanır.
Soru: Transfer öncesi rahatlama teknikleri başarıyı etkiler mi?
Cevap: Psikolojik destek ve stres azaltıcı uygulamalar (nefes egzersizleri, meditasyon) tedavi sürecine olumlu katkı sağlar, başarı oranlarını hafifçe yükseltebilir.
Soru: Çevresel sıcaklık (İstanbul vs. Bakü) IVF sonuçlarını etkiler mi?
Cevap: 38–40 °C sıcaklıkta bile benzer başarı oranları görülmüştür; steril sıcaklık kontrolü sağlandığında iklim faktörü tek başına belirleyici değildir.
Soru: Ultrasonla görülen çatlamamış foliküller gerçek yumurta sayısını mı yansıtır?
Cevap: Hayır; ultrasonla gördüğünüz 5–7 çatlamamış folikül, yalnızca o an görüntülenen antral foliküllerdir. Gerçekte çatlamamış folikül sayısı ve kalitesi, hem folikül boyutlarına hem de içerdikleri yumurta olgunluğuna bağlıdır. Bu nedenle folikül sayısını tek başına gerçek rezerv göstergesi olarak kabul etmek yanıltıcıdır.
Soru: AMH değeri döngü içinde dalgalanma yapar mı?
Cevap: AMH neredeyse sabit bir hormondur ve adet döngüsünün hangi gününde bakıldığına bağlı olarak anlamlı şekilde değişmez. Adetin 3. günü, aç ya da tok olması gibi faktörlerden önemli ölçüde etkilenmediği için ölçüm zamanlaması esnektir; milim milim değer düşüşleri klinik olarak anlamlı kabul edilmez.
Soru: Laparoskopik yöntemle açılan tüpler tekrar kapanır mı?
Cevap: Maalesef hiçbir cerrahi yöntem tüplerin ömür boyu açık kalmasını garanti etmez. Mikroskopik laparoskopik tekniklerde ince dikişler kullanarak yeniden kapanma riski azaltılır, ancak %100 önlenemez. İşlem sonrası tıkanıklık takibi için tüp filmi veya ultrason kontrollü ilaç verilir.
Soru: DNA fragmentasyon analizi kimlere ve ne zaman önerilir?
Cevap: Tekrarlayan başarısız IVF denemeleri veya erkek faktörü şüphesi olan vakalarda önerilir. Spermin DNA bütünlüğündeki kırıklar, embriyo gelişimini ve tutunmayı olumsuz etkileyebilir; fragmentasyon testi, gerekirse ICSI öncesi ek tedavi planlanmasına yardımcı olur.
***
Bizi instagram ve Facebook tan da takip edebilirsiniz.
Yüksek FSH ve Düşük AMH degerlerinde Tüp Bebek tedavileri konusunu okuyanlar aşağıdaki konuları da incelediler;
Tüp Bebek Tedavisinde Başarı Oranları. Prof.Dr.Ebru Çöğendez
Tüp bebek Tedavilerinin Başarısında Hasta Doktor iletişimin Önemi.Op.Dr.Aziz İhsan Tavuz
Yumurta ve Embriyo Ne Zaman Dondurulmalı? Op.Dr.Enver Kurt
Tüp Bebekte Embriyo ve Tutunma Sorunları – Doç. Dr. Nadiye Köroğlu
35 Yaş Üstü Tüp Bebek Tedavileri. Prof.Dr.Ebru Çöğendez
Dondurulmuş Embriyo ve Taze Embriyo Hangi Durumlarda Başarılı? Prof.Dr.Turgut AydınSperm Sıfır ise Tedavi Olur mu? Op.Dr.Tansel Kaplancan
Tüp Bebek Tedavileri. Soru Cevap Yayınımız
Op. Dr. Selen Ecemis’ten Tüp Bebekte Başarının Sırları
Tüp Bebek Tedavisinde Son Çalışmalar. Prof.Dr.Gökalp ÖNER
Tüp Bebek Başarı Hikayesi ; Mucize mi? İnanç mı? Aliye Sibel Tuzcu
Erkek İnfertilitesinde Doğru Bilinen Yanlışlar .
Tüp Bebek Tedavileriniz için Çocuk İstiyorum Formu ile bize ulaşabilirsiniz.










