Siz benim kötü gün dostumsunuz.Maillerinizi almaya devam etmek istiyorum
Sevgili ÇİDER ;
9 yıldır beni yalnız bırakmadınız. Çok teşekkür ederim. Bende hikayemi sizinle paylaşmak istedim.
2002 yılında evlendiğimde ben 28 eşim 36 yaşında idi. 3-4 ay sonra çocuk için doktora gittiğimde 1 yıl beklememizi söyledi.
Bir yılın sonunda çocuk olmayınca tekrar doktora gittik. Muayene sonucunda bende herhangi bir sorun olmadığı, eşimde ise sperm sayısının 2 milyonun altında olduğu , bu şartlarda normal yola hamile kalma ihtimalinin %1 olduğunu öğrendik. Tek çarenin tüp bebek olduğu, bunun için o günün şartlarında 10 milyar tl gerekli idi. Bu arada ben gıda mühendisiyim eşimde yönetici olarak çalışmaktayız. Ama o an için o kadar paramız yoktu. Zaten başlarda durumumuzu kabul etmek çok zor oldu. Eşim bazı ilaçlar kullandı ama sonuç değişmedi. Bu arada biz Gaziantep’te yaşıyorduk. 2004 yılında sizin konferansınıza katılarak ÇİDER’ e üye oldum. Gaziantep’te çeşitli doktorlara gittik herhangi bir tedavi olmadığını, aşılama bile yapılamayacağını söylediler.
Ailem İstanbul’da yaşıyor, onların aracılığıyla İstanbul’da iş bularak buraya yerleştik. İlk işimiz Zeynep Kamile giderek tüp bebek için rapor çıkarmak oldu.
Bize bir yıl sonra için randevu verdiler. Bir yıl sonra tüp bebek işlemlerine başladık. Süreç çok stresli idi. Bu arada çalışmaya devam ettim. Büyük umutlarla her gün hastaneye gidiyordum. Bende sorun olmadığı için her şey yolunda gidecek ve bebek sahibi olacağımı düşünüyordum. Fakat süreç ilerledikçe bende östrojen(E2) seviyesi düşmüyor, yumurta oluşmuyordu. İlk deneme yumurta oluşmadığı için yarım bırakıldı. Hemen sonraki ay ikinci tüp bebek denemesine başlandı. Bu sefer en yüksek dozajdan ilaçlar kullandım. Buna rağmen yeterli sayıda yumurta oluşmadı. Çok uzun sürede bir yumurta oluştu. Doktorlar olma ihtimali çok düşük ama bu bir yumurtayı alım deneyelim dediler.
Yumurta alındı. Döllenmeye bırakıldı.48 saat bekledik fakat embriyo oluşmadı. Tedavi sonlandırıldı. Doktorlar bana yumurtalık rezervimin bitmiş olduğunu, tüp bebekle bile çocuk sahibi olamayacağımı söylediler. O an hissettiklerimi kelimelerle tarif etmem mümkün değil. O an içi bu durumu kabullenemiyordum. Çünkü bir yıl önce rapor hazırlanırken bende böyle bir sorun yoktu. Nasıl oldu yumurta rezervi bitti anlam veremedim. 3-5 ay dinlenip başka doktorlara gitmeye karar verdim. Bu arada psikolojim hiç iyi değildi. Daha öncede (2005 yılında) depresyon tedavisi görmüştüm. Ailem yine böyle bir şey olmasından beni başka şeylerle oyalanmamı sağlamaya çalışıyorlardı.
Kısa süre içinde bir kredi ile bir ev satın aldım, çalışarak borç ödeyip, kendimi meşgul edecektim. Ama aklımda sürekli yaşadığım hayal kırıklığı vardı. Nereye gitsem ne yapsam kurtulamıyordum. Yavaş yavaş kendimi çocuğumuzun olmayacağına, bundan sonraki hayatımızı yalnız geçireceğimize alıştırmaya çalışıyorduk.
Bu olaydan bir yıl sonra Haziran 2010 da hamile kaldım. Hep hayalini kurduğum ama olacağından ümidim olmadığı o anları yaşıyordum. Hamile olduğumu kalp atışlarını duyana kadar kimselere söyleyemedik. Ama daha sonrasında yaşadığım süreç hayatımın en güzel günleri idi. Çok güzel bir hamilelik geçirdim. Bu arada çalışıp borçlarımı da ödedim.14 Ocak 2011 de kızım dünyaya geldi. Adı Zeynep, şu anda 14,5 aylık çok tatlı çok güzel bir bebek. Çevremdeki herkes ve biz onun varlığıyla o kadar mutlu ki , biz sanki yeniden doğduk, sanki farklı kişiler olduk. Benim hamileliğim herhangi bir tedavi sonucunda olmadı, kendiliğinden oldu. Ama bir şey belirtmek istiyorum, hamile kaldığım ay Tefriciye duası okumuştum, annem, babam ,ben ve kız kardeşim birlikte okumuştuk.Duaların sayesinde olduğuna inanıyorum.
İki yıldan beri bana her mailiniz geldiğinde gülümsüyorum. Sonunda yazmaya karar verdim. Ama maillerinizi almaya devam etmek istiyorum. Siz benim kötü gün dostumsunuz.
Teşekkür ederim.
Z. S
Annelik hikayelerinizi bizimle paylaşın. sibelt@cocukistiyorum.com
Uzun süre anne olmak için çaba gösteriyorsanız Çocuk İstiyorum Formu ile bize ulaşabilirsiniz.