Umutlar Tükenmesin

Merhaba;
Sibel Hanım size daha öncede mail göndermiştim ve bana güzel tavsiyeleriniz olan bir mail göndermiştiniz. Tavsiyelerinize uyduğumu belirtmek isterim. Onlarında faydası olduğuna inanıyorum.
1996 senesinin Ekim ayında evlenmiştik. Yeni evlenen her çift gibi bizde İlk senelerde çocuk istemiyorduk. Evliliğimizden 1,5 yıl sonra benim adetlerimde uzun aralıklı gecikmeler olmaya başlamıştı. Önce endişelenmedim ama daha sonra gecikmeler 20, 25 günü bulmaya başladığında doktara gitmenin zamanı geldiğini düşündüm. İyiki gitmişim, çünkü Polikistik Over Sendromu tespit edildi ve yapılan hormon tetkiklerinden sonra Prolaktin hormonumunda yüksek olduğu anlaşıldı, Bu arada biz halen daha çocuk istemediğimizden dolayı korunmaya devam ediyorduk fakat doktorum bu tetkiklerden sonra istesekte tedavi olmadan çocuğumuzun olmayacağını söyledi.
Bu arada eşimede tetkikler yapıldı ve onun bir problemi olmadığı anlaşıldı. En azından bu bizim için sevindiriciydi.
Benim için önemli olan önce kendi sağlığıma kavuşmaktı. Çünkü biliyordum ki, Prolaktin Hormonum düzene girdiğinde herşey yoluna girecekti. Bunun için stressiz yaşamayada alışmam gerekiyordu. Ben herşeyi içimde yaşayan duygularımı dışa pek vuramayan biriyim.Böyle olduğu sürece Prolaktin düzeyi iniş-çıkışlı bir seyir izliyordu.
Bu arada tedavim süresince sürekli olarak Parlodel SRO aldı ilacı kullanıyordum. İlacın dozu zaman zaman değişebiliyordu. Bu böyle 2 yıl daha sürdü.
Doktor değiştirdim. Bu doktorumda kısırlık tedavisinin en fazla 6 ayda olumlu sonuçlanabileceğini eğer olumlu sonuç alınamamışsa yardımla üreme tekniklerine başvurmamız gerektiğini söyledi. Biz bu doktorumla 6 aylık tedavime başladık. Parlodel SRO almaya devam ettim, Yumurtlamayı sağlayacak Klomen adlı ilacı her ay değişik dozlarda Doktorumun kontrolünde almaya devam ettim . 6 ay sona ermişti ve ben halen daha hamile değildim. Artık yardımla üreme tekniklerinin ilk aşaması olan Aşılama işlemine başlayacaktık.
2001 yılının Şubat ayından sonra biz tedaviye ara vermeye karar verdik. Ama bu arada Parlodel’ e devam ediyordum, ilacı her eczaneden alışımda inşallah bu son kutu olur diye hep dua ediyordum ama olmuyordu.
Bu arada ben farklı birşeylerle uğraşmaya karar verdim, değişik birşeyler yapmalıydım. Önce ehliyet almaya karar verdim çünkü günün birinde gerekecekti hele çocuk olunca buna hiç vakit bulamayacaktım.2001 Ekim ayında Ehliyet kursuna kayıt oldum işten çıktıktan çonra her akşam kursa gidiyordum. Eve dönüncede neredeyse başka hiçbirşeyle ilgilenmeyip ogün gördüğümüz dersi evde tekrar ediyordum. Bu bir aylık kurs süresince gerçektende ne sağlık problemlerimi düşündüm nede hayatta beni üzecek hiçbirşeyle ilgilenmedim. Sadece Ehliyetimi almaya odaklanmıştım. Yılbaşından sonrada Aşılama için doktorumla görüşmeye gidecektik.
Ramazan Ayına girdik ve benim adetim yine gecikti bunu pek önemsemedim daha öncede böyle olmuştu. Gecikmenin 11. günü -adet olma belirtilerinin hiçbiri olamdığı için -artık bir gebelik tahlili yapmam gerektiğini düşünüp eczaneye gittim. Bu sonucu ilk önce ben görmeliydim . Testi aldım ve işyerimin tuvaletine kendimi zor attım. Daha önceleri yaptığım ve her seferinde üzüldüğüm testin sonucu Pozitifti inanamıyordum. Parlodel’ i almaya devam ettiğim için hemen doktorumu aradım. Tedaviye ara vermeme rağmen hamile kalmıştım. Doktorumda Prolaktin seviyeme göre ilacı bırakmam gerektiğini söyledi Yaptırdığım tahlil sonucunda sonuç çok normaldi.
İki güzel haberi birarada almıştım. Hem ehliyet sınavımı geçmiştim hemde bir bebeğim olacaktı.
Şu anda 10 haftalık hamileyim herşey çok iyi gidiyor. İnşallah bir problem çıkmaz. Eşim hem şaşkın hemde çok mutlu. Darısı bu uğurda uğraşı veren herkesin başına,
Bunu sizinle paylaşmak istedim çünkü kendimi tamamen başka bir yöne kanalize ettiğim için hamile kaldığımı düşünüyorum. Bu yönde tedavi gören bütün arkadaşlarıma bunu yapmalarını tavsiye ediyorum, kesinlikle umutsuzluğa kapılmasınlar.
Sizin sitenizin ilk açılış sayfasında da bunu belirtmişsiniz ;
“Çocuk anne ve babanın önce beyninde, sonrada annenin vücudunda doğar.”
Umutlar hep vardır, yeterki siz kendinizi güçlü hissedin.
Sevgilerimle,