Bazen bunun bir düş olduğunu sanıyoruz..
Bazen bunun bir düş olduğunu sanıyoruz..
Bizimki 3 yıllık bir hikaye. 5 yıllık evliyiz.
İlk 2 yıl boyunca bebek istemediğimiz için korunduk. Daha sonra kendimizi istekli ve hazır hissetmeye başladığımızda, iyi bir doktorun bilgilendirmesiyle denemelere başlamaya karar verdik. İlk 3-4 ay sonunda eşimde henüz hamileliğin oluşmaması, hem doktorumuza hem de çevreden duyduklarımıza göre gayet normaldi. Fazla moralimizi bozmadan devam ettik. Doktorumuz en az bir yıl daha denemeler başarısız olursa, infertilite tetkikleri yapılacağını ve aceleci olmamamız gerektiğini söyledi. Tatmin olmadık..
Bir arkadaşımızın tavsiyesi ile Anadolu Yakasındaki kadın doğum ve tüp bebek konusunda isim yapmış bir hastanenin, bu konunun başında olan doktoruna başvurduk.
Kendisi eşime 2 ay boyunca ovulasyon tedavisi uyguladı. Sonuç yine başarısızlık idi. Doktorumuz eşime teşhis amaçlı laparoskopi önerdi (rahim filmi ve sperm analizi istemeden). Tedaviyi kestik.
Avrupa yakasında bir başka doktora gittik. Kendisi ilk önce benden sperm analizi istedi. Bunun sonucu bilinmeden bayan üzerinde laparoskopinin gereksiz olabileceğini söyledi. Bize de mantıklı geldi. Yapılan analiz sonucunda benim değerlerim alt sınırlara yakın çıktı.(20-22 milyon sperm,%35-40 ileri hareketlilik). Bu sonucu çok kötü olarak yorumlayan doktorumuz, eşimin yumurtlamasında hiçbir problem olmamasına rağmen bu sperm değerleriyle çocuk sahibi olmamızın çok zor olduğunu söyledi. Moralimiz iyice çökmüştü. Yorumunu telefonda yapan doktor, muayenehanesine gittiğimizde “muayene saatim bitti, ürologa gidip tedavi olduktan sonra gelsinler” diye sekreterine bağırarak bizimle muhatap bile olmayarak bizi kapıdan geri çevirtti. Hangi üroloğu tavsiye edeceğini ve bunun işe yarayıp yaramayacağı hakkında bilgi almak isterken doktorun bu şekilde davranması, bizim moralimizi daha da kötüleştirdi.
Acıbadem Bakırköy deki bir üroloji profosöründen randevu aldım. Renkli doppler çekildi. Muayene ve doppler sonucuna göre “varikosel yok, değerlerin normal yolla çocuk sahibi olmaya engel değil, tedavilik bir şeyin yok, kafana takma,stres yapma, zamana bırak” dedi. Aynı hastanedeki bir başka ürolog doktor da aynı tavsiyelerde bulundu. Bu sonuçlarla bize kötümser yaklaşan doktora gittiğimde, “eğer sen bu değerlerle çocuk sahibi olabiliyorsan diplomamı yırtarım, kimmiş bunu söyleyen?” dedi. Doktorumuz psikolojimizi iyice bozarak, stresimizi artırmış belki de tedaviye başlamadan benim değerlerimi daha da kötüleştirmişti. Böyle bir tavır ve kötümserlik bizim için bunalımlı günleri başlatmış oldu. Yaşadığımız moral bozukluğu hayatımızın her alanını etkilemeye başladı.
Vakit kaybetmeden cerrahpaşa da bir üroloğa gittik. Doç Doktorumuz ilaçla tedavinin spermlerde çok kısa sürede sonuçlar vermeyeceğini ve iyileştirme garantisinin olmadığını söyleyerek tedaviyi başlattı. İlaçlar, vitaminler, …3-4 ay sonraki analizlerde hafif bir artış gözlendi.
İstanbul da özel bir hastaneye başvurduk. Tavsiye üzerine gittiğimiz yeni doktorumuz, spermlerin gayet normal olduğunu, rahim filmi çektirmemiz gerektiğini söyledi. Bize gün verdi ama o gün olduğunda hastanenin çok yoğun olduğunu, filmi bizzat kendisinin dışarıda bir merkezde çekeceğini söyledi. Hem daha ekonomik hem de güvenilir ve kolay olacağını da söyleyerek, bizi oraya götürdü. Doktorumuzdu, güvendik, beraber rahim filmi çektirmeye gittik. Filmi bizzat kendisi çekti. Film sonucunda tek tüpün tıkalı olduğu, diğerinin ise çok iyi çalışmadığı ortaya çıktı. Bir kez daha yıkıldık. Eşimde hiçbir sorun yok zannederken, bir de tıkalı tüp ile karşı karşıya kalmıştık.
Film çekiminden dönerken yolda eşimin gözyaşları bu durumu anlatıyor gibiydi. Bu arada doktorun işini gücünü bırakarak, bizimle gelmesi bende ve eşimde şüphe uyandırdı. Daha sonra hastaneyi aradığımda film fiyatının bizim ödediğimize göre daha yüksek olmadığını, doktorun bizi götürdüğü merkezi aradığımda da normal tarife fiyatının bizden tahsil edilen fiyattan daha da düşük olduğunu öğrendim.
Bu durumu sorgulamaya başladığımda telefonu daha yetkili bir kişi aldı. Bu kişi, telefondaki sorularımdan rahatsız olarak fiyatı doktorunuza söyleyebiliriz, ondan öğrenin dedi. Yani açıkca doktor bazında fiyat uygulaması yapıyorlardı. Pazarlığı doktorla yapıyorlar, dışarıdan arayan hastalara da direkt fiyat vermiyorlardı. Bu son derece şakacı, anlayışlı ve arkadaşça davranan doktora olan güvenimizi sarstı. Doktorumuz laparoskopi de yapabilirim, tek tüp için aşılama da yapabilirim diyerek bize düşünme payı verdi. Ama bu davranışından sonra tedavi için ona nasıl güvenecektik?..
Bizim için ağlamalı günler, geceler yeniden başlamıştı. Güvenerek gittiğimiz her doktordan hayal kırıklığı ile dönüyorduk. Ayrıca farklı doktorların bizim de mantığımıza yatmayan farklı tedaviler önermesi kafamızı iyice karıştırıyordu. En doğru yol, çok daha güvenilir ve referanslı doktorlar bularak, onlardan görüş alarak karar vermekti.
Yurt dışındaki kardeşim, bir arkadaşından duyduğu internet sitesinin (https://www.cocukistiyorum.com) adresini bana yolladı. Umudumuzu yitirmeden incelememi ve faydalanmamı önerdi. Web sitenizle sizleri ve faaliyetlerinizi tanıdık. Siteniz aracılığıyla çeşitli doktorlardan görüş aldık. Özellikle “savaşı kazananlar” bölümündeki yazıları defalarca tek tek okuduk. Her okuduğumuzda kendimizi ağlamaktan alıkoyamadık. Bu yazılar bize güç verdi. Umut verdi. Bir gün ben de beklenen mucizeyi en coşkulu biçimde yaşayıp, o bölüme kendi hikayemizi yazacaktım…hep bunun hayalini kurdum.
Sizlerin de bilgilendirmesiyle Doktorlarımızla tanıştık.Doktor eşimden detaylı hormon testleri, benden de güncel bir spermiyogram istedi. Önceki tetkikleri de inceledi. Sonuçlara göre tüp bebek önerdi. Çünkü laparoskopinin tüpleri %100 açma garantisi yoktu ve sperm değerleri çok yüksek değildi.Aynı tahlillerle başka bir doktora gittik Görüşü ilk gittiğimiz doktor ile aynıydı. Tüp bebek/mikro enjeksiyon. Bir müddet iki doktor arasında kararsız kaldık. Sonra doktorumuzu seçtik. Hikayemizi dinleyen ve tetkikleri inceleyen Dr detaylı bir muayeneden sonra bize tüp bebeğin en uygun yöntem olacağı görüşündeydi.
Muayenedeki titizliği ve daha önce hiçbir doktorda rastlamadığımız derecede uzun ve kapsamlı muayene yapması, bizimle her türlü detayı paylaşarak açık açık görüşlerini bildirmesi, psikolojimizi çok iyi anladığını hissettirmesi, moral bakımından her zaman pozitif ve dostça yaklaşımları doktorumuzu bizim için vazgeçilmez yapmıştı. (Doktorunuza her şeyden önce insan olarak güvenmenin önemini unutmayın lütfen)
Birçok doktorda bulamadığımız iyimser ve moral verici tavırları bizi hep rahatlattı. Zaten tedavinin baştan sona son derece titiz şekilde yapıldığını gördüğümüzde kesinlikle doğru yere geldiğimiz konusunda da hemfikir olduk. Tüm ekip gerçekten süperdi…
Artık tedavinin yüksek temposu ve stresi vardı sadece. Son aşamaya kadar her şey mükemmel gitti. 4 Adet morula hücresi oluştu ve transfer edildi. Doktorumuz çok ümitli olduğunu, her şeyin şimdilik iyi gittiğini bildirmişti. Ancak sonuç bizi yine yıktı.
Bu negatif sonuç belki de stresin bir neticesiydi. Çünkü son ana kadar başka açıklanabilir hiçbir engel yoktu.
Tedavi sonrasında evliliğimizde o güne kadar yaşamamış olduğumuz gerginlikler yaşadık. Tedavi sırasında birbirimize çok iyi destek olmuştuk. Ancak bazı ailevi sebeplerle kısa bir ayrılık yaşadık. Bu durum aslında tedavinin başarısız sonucundan kaynaklanmıyordu, ama bu olumsuz sonuç diğer bazı olumsuzluklara da fırsat vermişti.
Çocuk sahibi olamamanın verdiği stres ilişkimizi iyice yıpratır hale gelmişti. 2. denemeyi yaz ayında yapmayı planlamıştık. Aradan 8 ay geçmişti. Eşim 2 aydır regl olamıyordu. Stresten ve tedavi ilaçlarının yan etkisindendir diye düşünerek doktora gitmedik. Bulantılar, bel ve kasık ağrıları, şiddetli uyku bozuklukları…
Eczaneden aldığı prediktör de negatif gösterince içimizdeki o küçük umut ışığı da söndü.
Bitmeyen ağrılar kafamıza takılınca 11 şubat da doktorumuza adet düzensizliği şikayetiyle gittik. Doktormuz eşimin şikayetlerini dinledi, gebelik olabilirdi ama prediktörde çıkmaması onu da ümitlendirmedi. Yine de muayeneden önce şikayetleri benim ağzımdan da dinlerken “yani eşin gebe, o yüzden getirdin” diye takıldı. Ancak böyle bir ihtimal bizim aklımızdan geçmemişti.
Dr ultrason muayenesine başlar başlamaz “gebesin” diyerek gebelik takip odasını işaret etti. Ben, eşim ve hemşire donduk kaldık. Şaka zannedip doktora inanmadık. Doktor tekrarlayınca ben duygulanarak ağlamaya başladım, eşim ise hala şakadır diyerek gülüyordu. Doktorumuz ve hemşirenin de gözlerinde sevinç vardı. Hemşire heyecanımı bunun normal olabileceğini söyleyerek yatıştırmaya çalıştı. Ama yüzündeki şaşkınlıktan kendisinin de tam olarak inanmadığı belliydi. Hemen gebelik odasına geçip bebişin kalp atışlarını dinledik. Ve eşim şimdi 8 haftalık hamile. Hem de tedavisiz ve hiç beklemeden…
Bazen bunun bir düş olduğunu sanıyoruz.. .Yakınlarımız da çok sevindi. İnşallah Allah bu mutluluğu devam ettirir.
Allah a bu duyguları yaşattığı için, bizim ve yakınlarımızın ümitsizlik gözyaşlarını sevinç gözyaşlarına çevirdiği için ne kadar şükretsek azdır.
Bize müjdeli haberi veren başta Doktorumuza herkese teşekkür ederiz
Ayrıca bu sitenin kurucusu Sibel Hanım a da bu yola önce gönül ve emek verdiği için teşekkür ederiz.
Bizim dualarımız hep bu özlemi yaşayanlar için, sizlerin de 8 haftalık bebişimiz için dualarınızı istiyoruz…
Hiçbir zaman ümitsiz kalmayın, Allah’a dua edin,doktorunuzu iyi seçin, site/ dernekden destek alın…
Sevgilerimizle,
Bizi instagram ve facebook tan takip edebilirsiniz.
Her Derdin Bir Dermanı Vardır .Bu konuyu okuyanlar aşağıdaki konuları da incelediler;
Sonunda benim de hikayemi paylaşma zamanı geldi.
Öncesinde 5 senelik bir mücadelem var mutlu haberi aldım
Tüp bebek tedavileriniz için Çocuk İstiyorum Formu ile bize ulaşabilirsiniz.