lady q  


Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği – Tüp Bebek

Üçüzlerimizin hikayesi

Üçüzlerimizin hikayesi

Üçüzlerimizin hikayesi…

Üçüzlerimizin hikayesi…Tüp bebek başarı hikayelerine ekliyoruz.

Sevgili ÇİDER gönüllüleri ve üyeleri;

Ben ve eşim yoğun uğraş ve çabalar sonucunda 27.06.2004 tarihinde dünya evine girerek muradımıza erdik.Artık masal gibi evliliğin kahramanlarıydık. Ben özel bir hastanede halkla ilişkiler sorumlusu olarak görev almaktaydım. Eşim, işim ve ailelerimiz hepsi harikaydı.

1 yıl sonra içimize bir bebek sevgisi düştü. Bizimde bir bebeğimiz olsun, bu mutluluğa ortak olsun diyorduk. 2 ay kendiliğinden olmasını bekledik olmadı. Haziran 2005 tarihinde Jinekolog a  ilk muayenemi olmuştum. Yumurtalıklarımda küçük küçük kistler vardı. Buna tıpta Polikistikover deniliyordu. Doktorum bana tedavi olmamı önerdi. Zaten Adet dönemlerimde düzensizdi. Bu arada bir yaz akşamı yemek esnasında baygınlık geçirmiştim. Yapılan check-up ta kalbimde ritim bozukluğu olduğu ve düzensiz atakların bulunduğu, bunun sonucunda da kalp anjiyosu olmam gerektiği söylendi.

 

Yumurtalıklarımda problem olduğunu da öğrendikten sonra endişem daha da artmıştı. Aklım fikrim bir bebek sahibi olmaktaydı. Biran olsun unutamıyordum. Gördüğüm bebeklere daha farklı bakıyordum. Özlemle, sevgiyle, hayranlıkla…

Temmuz 2005 tarihinde İstanbul Memorial Hastanesinde Anjiyo gerçekleşti. Kalbime bir işlem uygulandı. Oldukça riskli bir işlemdi. Bu işlem biter bitmez daha masayken Doktor kani beye “ Bebek sahibi olabilirmiyim” diye sorduğumu hatırlıyorum. 24 saatlik yoğun bakım sürecinden sonra evime döndüm.

Sürekli kendi kendime “ artık engel yok. Hemen bebeğim olmalı” diye söyleniyordum. İşimi de dönmüştüm. Doktorum klomen tedavisine başladı. Yumurta takipleri düzenli şekilde yapılıyordu. Bu tedaviyi arka arkaya 3 ay denedik. Her seferi benim için ayrı umut, sonucu ise bir öncekinden daha ağır hayal kırıklığı oluyordu. 2 ay dinlenmeye karar verdik. 2 ay sonra doktorlarım iğne tedavisine başlamamızı önerdi. Bu arada sürekli hormon düzeylerim kontrol ediliyordu. Yumurtalıklarım iğneye çok güzel yanıt verdi. Ama sonuç yine hüsrandı.

Tabii bu zaman içinde sizin sitenizle tanıştım. Tam bana ve benim gibilere göreydi. Hele Doktoruma  sorduğum soruların cevaplarını bana telefon ile ulaşıp vermeleri beni çok etkilemişti. Sayın Doktoruma da değerli vakitlerini ayırıp, sorularımı cevapsız bırakmadıkları için teşekkürü bir borç bilirim.

Birde sitenizdeki bitkisel tedavi yöntemlerini saat başı sitenize girip tekrar tekrar okuyor, eve gelirken alıp uyguluyordum. Bu dönemde bana harika moral veriyor ve destek oluyordu. Bunu doktorlarımla da paylaşıyordum. Bu arada eşimin tahlil sonuçları normaldi.

Tekrar iğne tedavisine başladık. Ben artık çıldıracak gibiydim. Sanki yıllardır bebek sahibi olamıyordum. Doktorlarımın, eşimin, ailemin başının etini yiyordum. Niye olmuyor, niye olmuyor diye?

Üçüzlerimizin hikayesi devam ediyor… 

Aklıma inseminasyon işlemi geldi. Doktorlarıma deneyelim bunu da deneyelim dedim. Ve denedik. 15 gün geçmek bilmedi. Uykularım kaçıyordu. Sonuç yine hüsran. Artık ben tamamen ümitsizliğe kapılmıştım. Artık dinlenmeliyim dedim. Doktorlarım hadi bu sefer son, sonra dinlendirelim seni dedi. Tamam dedim. Tabi çok iyi cevap verdim tedaviye. Ve tam 5 yumurtam gelişti. Spontan deneyecektik. Mevla biliyor ya hiç ümidimi yoktu.

Tarih 31.12.2005. doktorlarım bir tahlil baktıralım dedi. Onlar da benim kadar heyecanlıydı. Ben “ Bakın hiç ümidim yok. Olmasa da üzülmem bu sefer” dedim ve baktırdım. Beta HCG sonuç 43,6 idi. Daha Menstürasyon dönemime 10 gün vardı. Rabbim çıldıracağım. Doktorlarım ameliyatta. Koşa koşa ameliyathaneye çıktım. Sonuçları içeriye gönderdim. Onlar dur biraz bekleyelim, 3-4 gün sonra tekrar baktıralım dedi. İki gün sonra 110 olmuştu. Artık kesin gibiydi.

Onlarda şimdi biran önce büyüse de USG’ de görsek heyecanı vardı. O gün geldi, USG’ ye bakıldı. Aman Rabbim doktorum elleriyle gözlerini kapattı. Ben şaşkınlıkla ne oldu diye bağırdım. 4’ üzdü evet 4’ üz.

Sevinelim mi üzülelim mi şaşırdık. Onlar redüksiyon önerdi.

Eşimle ben hayır ne olacaksa kendileri karar versin, Rabbim karar versin diyorduk. Doktorlarım benim ve bebeklerin sağlığı için böyle bir şey önerdiler. Ama bizim verdiğimiz karara da destek oldular.

Ve hani bir anne bebeğiyle ilgilenir, ona zarar gelmesinden korkar ya; işte bu muhteşem insanlar aynen öyle ilgilendiler benimle. Görüşemediğimiz zamanlarda evden telefonla arayıp halimi hatırımı soruyorlardı.

14.03.1006 işteyim ve yoğun bir gün. Kanamam oldu. Doktorlarım bebeklerden birisinin kalp atışının görünmediğini söyledi. Hem de en iyi gelişip yerleşenin. Düşündüm de iyi ki biz sonlandırmamışız. Çünkü doktorlar az gelişip sıkışık durumda olanı sonlandıracaklardı.

Biz babasıyla, diğer kardeşleri için kendini feda eden o bebeğimizi gizli Kahraman ilan ettik.

Artık daha rahattı sanki bünyem. İşimi de o gün bıraktım. 3’ üzlerime zarar gelmesinden çok korkuyordum. Evde yoğun Progestan tedavisiyle yatak istirahatına geçtim.

 

Şuan 19 haftalıklar. İnşallah vakti geldiğinde 2 oğlum bir kızım olacak. Şuan sağlık durumları gayet iyi gidiyor. Benim gibi hiperaktif kıpır kıpır bir kız, onlara bir şey olacak diye adım atarken bile korkuyorum.

Bütün zorluklara rağmen bu harika bir duygu. Rabbim evlat hasreti çeken, bütün ailelere ve üyelerinize bu güzel duyguyu yaşamayı nasip etsin.

Siz ÇİDER gönüllülerine de, bu zor süreçte maillerinizle, sitenizdeki sürekli umut veren güç veren köşelerinizle olduğunuz büyük destekten dolayı ve bu çalışmalarda emeği geçen bütün gönül insanlarına Teşekkürlerimi, minnettarlığımı bildirmek isterim.

Doktorlarım benim için bir hastanın doktorundan başka, her şey oldular. Onlar bu süreçte eşime ve bana gerek tıbbi, gerek manevi en büyük desteği sağladılar.

 

Eşim ve ben onları Şefkat Kahramanları ilan ediyoruz. Sevgili doktorlarım, size çok şey borçluyuz. Sonsuza kadar desteklerinizi asla unutmayacağız.

4 aylık gebeliğim sürecinde eşimin ailesi ve benim ailem bana bebek gibi baktılar. Desteklerini hiç esirgemediler. Ve gelelim ÇİDER’ e…

Düşünüyorum da aynı aile gibi. Bir kere bile yüz yüze görüşmediğim bu insanların benim derdimle dertlenip; bu sorunumla bu kadar yakından ilgilenmeleri ne kadar duygulu bir davranıştı. Bende onlarla her türlü üzüntümü paylaştım. İşte şimdide mutluluğumu paylaşıyorum. İşte aile olmanın sırrı bu…

Sevgili gönül insanları desteklerinizden dolayı çok teşekkür eder, çalışmalarınızda dualarımla birlikte başarılar dilerim.

 

T.A

 

 

Bizi Facebooktan da takip edebilirsiniz.

 

Üçüzlerimizin hikayesi  konusunu okuyanlar aşağıdaki konuları da incelediler:

 

Tüp bebek tedavileriniz için Çocuk İstiyorum formu ile bize ulaşabilirsiniz.

 
 

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
BİR YORUM YAZ