Sibel’in Köşesi – Sayı 160 – 05.05.2005
SAMSUN VE ORDU NOTLARI
BİZİ ORALARDA 500 KARADENİZLİ DOSTUMUZ AĞIRLADI…
Sevgili dostlarım;
Toplantılarımıza giderek artan bir ilgi olması ve katılım çoğalması bizi çok gururlandırıyor.Her toplantının başındaki evhamım ve kalp çarpıntılarımda grubumuzu oldukça eğlendirmeye devam etmekte.. Hiç bir zaman azalmayan ve gittikçe çogalan heyecanımı nasıl durduracağımı bilemiyorum . Gittiğimizin yerlerdeki artan kalabalıkla beraber bizde de artan sorumluluk duygusu bu duygumu aşırı derecede tetikliyor. Nasıl olacak bu kişilere nasıl çözümler bulunacak,nasıl tedaviler olacaklar,bu çiftlerden kaçı ilk denemede anne ve baba olacaklar hepsi yuregimde katlanarak büyüyor. Gittikçe hep beraber daha da duygusallaşmaya başlıyoruz.
Samsun’a sabah 8 uçagı ile uçtuk İlk durağımız Ordu olacaktı.Direkt iki araba ile Orduya hareket ettik hava yağışlı,yollar kalabalık ve çift gidişli, çok virajlıydı.. Kamyonlar, çamur bizi yolda epey korkuttu. Allahtan bizi Orduya götüren arkadaşımız işinde oldukça usta idi.Yol üzerinde onca sıkışıklığımıza ragmen renkli kişilik ve oradalarda çok meşhur uzun saçli Cemal’in yerine uğratıp taze demli bir çay içmeden Orduya geçmedik.
Uçaktan inişimiz ve Orduya gidişimiz saat 12.30u bulmuştu. Hiç istemediğimiz şekilde gittiğimizde bir çok kişiyi gelip oturmuş ve bizi bekliyor olduk. Onların yanında toplantıya hazırlanıyor olmak bizi herzaman geriyor. Çünkü daha önce tek tek sohbet etme imkanımız ka yboluyor. Sanki daha iyi tanıyamıyoruz gibi geliyor. Bu defa bir degişiklik yaptık ve herkese üye formu dagıttık. Herkesten adını soyadınıve sorununu yazmasını istedik böylelikle kacırmadan herkesin tedavi hikayesini ögrenmis olur hemde daha sonra arama imkanına kavusacaktık. Bu defa gecikmemiz bize avantaj haline dönüştü. Ordu küçük bir şehir ama salon oldukça kalabalıktı. 300 kişilik salon nerdeyse tamamen dolmuştu. 19 Eylül Üniversitesinden Infertilite bolumunde Ögretim uyeleride gelmişler ve bizden bir ricada bulunmuslardı. Infertilite hakkında onlarında bir anketi vardı ve bu kadar tedavi olacak kişiye bir daha toplu halde asla bulamazlardı.Anket yapmak istiyorlardı. Ricalarını kırmadık.Sonucları bize de yollayacaklar ve sitede yayınlamamıza izin vereceklerdi. Böylece ilk saatlerin stresini ustumüzden attıktan sonra toplantımıza başladık. Doç. Dr. Selman Laçin ve Doç Dr. Semih Özkan Tedavilerle ilgili açıklamalar yaptılar. Daha sonra Dr. Süleyman Kahraman hastaneye başvurma, hangi sosyal güvenlik kurumu ile nasıl çalışmalar yapılıyor fiyatlar nelerdir konusunda aydınlattı. Toplantının sonunda herkes ile tek tek görüşüleceği ve tedavileri konusunda aydınlatılacagı belirtilerek doktorların önünde aralarda yıgılmalar azaltılmaya çalışıldı. Toplantımız 16.00 yerine 18.30’a dogru bitti. Biz toplantı yapmayı düşünen ve bizden hakkında bilgi alan hastanelerin halkla ilişkiler mensuplarına merkezlere bu toplantıların 5 saat sürdüğünü belirttiğimizde çoğu hastaneden ooooo o kadar da uzun sürermiymiş yanıtı alıyoruz.Bıyık altından gülüyoruz tabii. Bu sürenin aslında sorununu anlamaya çalışan kişi için ne kadar az oldugunu kimse anlayamaz.Yıllar süren bir sonuçsuzlugun çaresini bir günde birkaç saat içine sıgdırmaya gayret ediyorlar.Sürekli sormak ve ne yapmaları gerektiğinin iyice anlamak istiyorlar.Akıllarında hiç bir şey kalmayıncaya kadar tekrar tekrar degişik şekillerde aynı soruyu soruyorlar, sorular soruyorlar.. Herkesin aklı sorulardan boşalınca.. toplantı salonunu terk ediyoruz.. Toplantıda Ahmet Cemal Kurt ve eşi 1250 usdlik tedaviyi kazandı.. Kendisine ve eşine bol sans dileriz.
Ordu’dan ayrılırken güneş batmak üzereydi. Yani saat nerdeyse yediye geliyordu.
Ordu toplantımızın fotoğraflarına buradan ulaşabilirsiniz
Yemek için Vonalı Celalin yerine gittikEnvai çeşit turşunun eşi tarafında yapılıp satıldığı,son derece lezzetli balık ürünlerine sahip çok renkli bir kişilik. Saatler süren sohbeti de cabası.Bize yörenin en meşhur yiyeceklerinden bir potpori yaptılar. Şarkı gibi oldu ama özür dilerim bu defa öyle çünkü herşey güzel bir şarkı demeti.gibiydi.Güzel bir toplantı ödül= güzel bir yemek bunu ögrendiniz artıkJ ….Ordulu dostlarımız aynı zamanda bize rehberlik yapıyorlardı..Yemekten sonra Ordu ve Samsun arasında güneşin batışını en iyi görebileceğimiz, hem de antik bir kilisenin olduğu yerde sahil kenarında arabalarımızı durdurdular.Herşey olagan üstü güzeldi..Güneşin batışı sırasında gökyüzü mavi ve kızıl renleri birbirine karışmıştı. Küçük kilisenin etrafında yeni dinmiş yagmur sonrasında oluşan muhteşem bir gökkuşagı vardı..Biz nerenin fotografını çekecegimizi bilemedik. Cansın’ın yeni fotograf makinasını hem keşfetmeye çalışıyor hemde güneş tam batmadan her taraf karanlıga gömülmeden herşeyi anılarımıza kazımaya ve sabitlemeye çalışıyorduk..Arkamızdaki dağlar yemyeşildi.Uzaktan ormanların arasından küçük masalımsı evler duruyor,önümüzde minik dalgalarıyla deniz ve şimdi lütfen gözünüzde canlandırırmısınız,kıyıda her tarafı camdan yapılmış tahta bir baraka..Nasıl olur yani demeyin..Basbayagı dikdörtgen şeklinde uzunlamasına baraka üstünde bildiğimiz kiremit damı var,yan taraftaki kolonları tahta ve duvar yerine hertaraf cam sagınızı solunuzu baktıgınızda topragı, dağları her yeri aynı anda görüyorsunuz .Cam bir fanusun içinde gibisiniz ama biraz daha ilkeli tabi.. kucuk kucuk masalar ve ortaya yakın bir yerde geldiğimizden beri her yerde gördüğümüz demir kuzine gibi soba..Üstünde demlik ve çaydanlık duruyor. Oradan isteyenlere çay servisi yapılıyor..Süleyman bey burayı kimin aklına gelipte bu şekilde yaptığını soruyor. Tabi şu anda yurt dışında yaşayan Ordulu bir Türk mimar akıl etmiş.Çok gelişmiş bir beynin ürünü olduğu çok belli idi. Sobaları Orduda ve Samsunda gittiğimiz yerlerde sürekli görmem beni taaa çocukluğuma götürdü..Annemle babamın hafta sonu tatillerinde Ankara’dan kaçtığımız Kızılcamamın pansiyon evlerinde yatak odamızda hep bu sobalardan olurdu.Sabah kardeşimle biz (sanırım 5-6 yaş civarındaydık çünkü bize dünyalar kadar büyük gelen bir yatakta ikimiz yatıyorduk. Yatagımızdan cıkmadan babam yada annem ilk önce kücük odunları (sanırım çıra idi onlar o zaman bilmiyordum tabii) sonra kalınlarını atıp odayı bir güzel ısıtırlar sonra yatakdan çıkmamıza izin verirlerdi. O kadar soguktu iste..Odunun taze kokusunu, kocaman bir sini yere koyulurak odamızda yapılan köy kahvaltısını hatırlıyorum.Köy ekmeğine sürülü yağ ve bal yemek zorunlu idi.Sıcak oda ,güneşli ama soguk kış günleri, etrafının son derece güven duygusu ile çepeçevre sarıldığı günler..Bir daha asla o güven duygusunu o şekilde yaşayamadım….Bir soba beni nerelere götürdü …
Samsuna en nihayet gecenin onuna dogru geldik..Yorgun bitap odalarımıza çekildik ve hemen uyuduk..Ertesi güne dinç ve kuvvetli olmalıydık.Samsun bizim için çok özel idi..İki yıl önce burada bir toplantı yapmıştık ama çok az kişi gelmişti. Bu defa öyle olmayacaktı emindik..Rövanşımızı almaya gelmiştik..Çünkü artık daha fazla kişiye ulaşmıştık ve en önemlisi Belediyede çalışan çok iyi dostlarımız vardı. Belediye Başkan yardımcısı Şenol Bey en az bizim kadar bu toplantının duyurusunda emek vermişti.. Kendisine buradan sonsuz sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum….Onun gibi saygı deger birisi ile karşılaştığımıza çok mutluyuz.
Toplantı saatine kadar salonun çevresinde dolaştım durdum..Allahtan Cansın benim gibi degil. Hic olmazsa iş yapıyor..Masaların kurulması brosürlerin yerleşmesi ,gelenlerin kayıtları,makbuzlar vs. hep onun sayesinde oluyor.Yapılacak işlerin kararları birlikte alınırken toplantı saatine yakın ben onun moduna giriyorum.Cansın disiplinli ve düzenli bu bana güven ve huzur veriyor,heyecanımı yatıstırıyor ,kendimi daha iyi hissediyorum.Tokat Samsun il temsilcimiz Hüseyin de Samsunda idi.Onunda iki çocugu var ve ikisinde çok sorunlu..Allah kimsenin başına vermesin. Onunla karşılaşmak ve küçük kızının bayagı bir hasta oldugu duymak beni çok üzdü. Gözlerim dolu dolu başladım toplantıya .Normal sunumumu yapmadım..Dinleyicilerle yureklerindeki umudu yitirmeden mucadele etmeleri gerektiğini belirtirken Allahtan herşeyinde hayırlısını dilemek gerektiğini belirttim. Sevgili dominantın bebeginin de 6 aylık dogdugundan beri 3 aydır kuvezde oldugunu da bir gece önce duymuştum..Aklıma geldiği anda sürekli onun ve bebegi için dua ediyorum..ama biliyorumki (şu anda çok zayıf )1250 gr olmasına ragmen küçük bebek başaracak….. Salonun yarısı sanırım benimle birlikte gözleri dolu dolu dinledi Hüseyinin ve sevgili dominantın hikayesini..
Samsun toplantısında Doç. Dr. Selman Beyin yeni bir sunumu vardı onu seyrettik oldukca iyi idi. Daha da iyileştirecegini ve zenginleştirecegini belirtti..Dç.Dr Semih Beyde sürekli sunumunda eklemeler ve cıkarmalar yaptığından onu seyretmek ve dinlemek beni yormuyor
Toplantı beklediğimiz gibi oldukça kalabalıktı.300 e yakın kişi geldi.. Belediye Başkan yardımcısı Şenol Beyde toplantımıza katıldı ve kendisine bir teşekkür plaketi verdik…Çok mutlu oldu.. Epey bir süre de toplantıda bizi izledi ve gitti.
Toplantının sonunda.. Sare Kosif ve eşi. 1250 usd lik tedaviyi kazandı… Eeee bir samsun pidesi artık hak etmiştik degil mi?
Samsun toplantımızın fotoğraflarına buradan ulaşabilirsiniz
8 Mayıs’ta MALATYA’DA Altın kayısı Otelindeyiz
14 Mayıs’ta URFA’DA Şair Nabi Kültür Merkezindeyiz.
15 Mayıs’ta MARDİN’de ……
Orada olan arkadaşlarımızı toplantımıza bekliyoruz.. Biliyoruz geleceksiniz. Hepinize çok teşekkür ediyoruz..
Hepinize sonsuz sevgiler..
Sibel Tuzcu