lady q  


Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği – Tüp Bebek

Antifosfolipid Sendromu nu duymuş muydunuz?

Antifosfolipid Sendromu nu duymuş muydunuz?

Tekrarlayan düşüklerin % 50’ sinin nedeni bilinmiyor 

Tekrarlayan düşükler; genetik, rahime ait anomaliler, endokrin sisteme ait hastalıklar, immunolojik ve hematolojik faktörler, enfeksiyon veya çevresel etkenlere bağlı olarak gelişmektedir. Ancak bu önemli sorunu yaşayan çiftlerin hala ortalama % 50’sinde neden açıklanamamaktadır.

– Tekrarlayan gebelik kayıpları nasıl tanımlanır?

Üç veya daha fazla sayıda gebeliğin ardışık olarak erken dönemde( 20 haftada ya da daha öncesinde) kaybedilmesi, tekrarlayan gebelik kayıplarıolarak adlandırılır. Üreme çağındaki fertil çiftlerde tekrarlayan düşük sıklığı, %0.5-1 oranındadır. Düşük nedeninin bulunmasına yönelik ileri araştırmalara, bu sorunu iki kez ailelerde de başlanmaktadır. Tekrarlayan gebelik kayıpları birçok disiplinin birlikte çalışmasını gerektiren kompleks bir sorundur

(Jinekoloji, Genetik, Epidemiyoloji, İmmünoloji, Hematoloji ve Endokrinoloji).

– Tekrarlayan gebelik kayıplarının sebepleri nelerdir?

Genetik nedenler

Tüm nedenlerin % 4,7’si genetik olup, resiprokal veya robertsonian translokasyon ile inversiyonlar en sık görülen yapısal kromozom anomalileridir. Sorun, kadın ve erkeğe kromozom analizi yapılarak değerlendirilmeli, genetik bir sorun varlığında tüp bebek yöntemi uygulanarak ‘Preimplantasyon Genetik Tanı’ (PGT) yapılmalıdır.
Böylece hasta embriyoların ayrılarak, sadece normal embriyoların anne rahmine yerleştirilmesi ile sağlıklı bebekler dünyaya gelebilmektedir. Ayrıca bazı tekrarlayan düşük olgularında kadın ve erkekte genetik bir sorun olmamasına rağmen embriyolarda kromozomal anomali sıklığında artış olabilmektedir. PGT yöntemi böyle durumlardaki düşüklerde embriyoların etkisini belirlemede önemli bir ‘tanı yöntemi’olarak da kullanılmaktadır.

Düşüklerde Rahime ait anatomik nedenler

Septum adı verilen ve rahim içini daraltan doğumsal şekil bozuklukları, myomlar,   kürtaj sonrası gelişebilen rahim içi yapışıklıklar bu nedenler arasında sayılabilir. Böyle durumlarda yeni bir gebelik öncesi yapılacak ‘histeroskopi’ ve ‘laparoskopi’ gibi endoskopik yöntemlerle sorun giderilmelidir.

Düşüklerde Hormonal nedenler

Tiroid hastalıkları, iyi kontrol edilmemiş diyabet ve prolaktin yüksekliğinin uygulanacak laboratuvar tetkikleri ile saptanarak tedavi edilmesi, başarı şansını artırmaktadır. Ayrıca tekrarlayan düşükler ,pıhtılaşmayan düşüklerde yüksek androjen düzeyleri ve polikistik yumurtalık sendromu (PCOS) sıklığında artış da bildirilmekte; metformin tedavisinin ise PCOS olan kadınlarda insülin direncini azaltarak tedaviyi olumlu etkilediği gözlenmektedir. 

Düşüklerde Pıhtılaşmaya ilişkin sorunlar

‘Antifosfolipid Sendromu’ kadının kendi pıhtılaşma faktörlerine veya bazı hücrelerine karşı antikor üreterek, bebeği besleyen damarlarda tıkaç oluşumuna yol açması olarak tanımlanabilir. ‘Trombofili’ yani pıhtılaşma eğiliminin artması da, tekrarlayan düşüklerde önem taşımaktadır. Doğumsal veya edinsel şekilleri mevcuttur.
Protein C ve protein S ile antitrombin III aktiviteleri, Faktör V Leiden ve Factor II gen mutasyonları, açlık plazma homosistein düzeyleri araştırılmalıdır.

Pıhtılaşma defekti saptanan kadınlara aspirin ve heparin gibi kanı sulandıran ilaçlar kullanılmaktadır.

 Düşüklerde İmmunolojik nedenler

Gebelikte annenin bağışıklık sisteminde bazı değişiklikler oluşmakta, gelişen bebekteki babaya ait antijenler tanınarak, bebeğin yabancı bir madde gibi görülmesi ve reddedilmesi önlenmektedir.
Ancak bazı durumlarda bu koruyucu mekanizmada oluşan defektler, tekrarlayan düşüklere neden olabilmektedir.

Natural Killer (NK) (öldürücü hücreler) ve Th1/Th2 Sitokin oranın değişmesi olası nedenler arasında araştırılmaktadır.

Tekrarlayan düşüklerde eşler arasındaki HLA doku grubu benzerlik veya farklılıklarının da rol oynayabileceği düşünülmektedir. İleri araştırmalar yapılarak seçilen belirli bir hasta grubunda bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek, embriyonun yabancı bir madde olarak algılanmasını ve reddedilmesini önlemek için intravenöz immunoglobulin (IVIG) tedavisi yapılabilir. Tüp bebek yöntemi ile birlikte planlandığında tedavinin başlangıcında uygulanmaya başlanmakta, gebelik süresince de belli aralıklarla tekrarlanmaktadır.

Öneriler:

Gebelik öncesinde yaşam koşullarının düzenlenmesi de önem taşımaktadır. Mümkün olduğunca
stresten uzak bir yaşam, sağlıklı beslenme, yüksek kafein ve sigara tüketiminden kaçınılması
gerekmektedir. Obezite mevcutsa diyet önerilerek boy/kilo indeksinin uygun düzeye gelmesi sağlanmalıdır.

Tüp bebek ve genetik tedavileriniz için Çocuk İstiyorum Formu doldurunuz

 
 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ