Benim Dışımda Bütün Dünya Hamile
Sibel Hanım merhaba,
Sizinle gecen sene yaptığınız toplantılardan birinde tanışmıştık. O zamanlar İstanbul’da oturuyordum ve tüp bebek konusunda uzmanlaşmış bir üniversite hastanemizde tedavi görmekteydim. Bizim sorunumuz esimin sperm sayısının ve yapısının bozuk olması olduğundan önce iki kere aşılama yapıldı.İkinci asılama cumartesi gününe denk geldiği için asistanlar tarafından yapıldı ve bir turlu beceremediklerinden bir saate yakın uğraştılar. Çektiğim acıdan attığım çığlıklar hastaneyi inletti.Aslında bu gibi durumlarda acıya sabırlı bir insan olmama rağmen sonunda bırakın Allah askına çocuk falan istemiyorum dedim. Onlar gülerek devam ettiler. Neticede beceremediklerine zaten inanmıştım ve sonuçta hamile kalamadım. Bu yapılan gayri ciddi muameleyi doktorlara ilettiğim halde ciddi bir cevap alamadım. Ben kendim üniversitede hoca olduğumdan bu çocukların geleceği ile oynamaya yine de gönlüm razı olmadığından isin peşini bıraktım. Daha sonra ayni hastanede tüp bebek tedavisine başladık. benim yasım 35 esimin 43 olduğundan her gecen gün bizim için zaman yitirmek anlamına geliyor biliyorsunuz. gerekli ilaçları yaptırdım ve sonuçta benden 22 adet yumurta toplandı. Bunlardan 15 adetinin döllendiği söylendi ve ben ikinci günde embriyo transferi için hasta haneye gittim. Doktorum tüp bebek tedavimin büyük bir aşamasında olduğu gibi yine bir bilimsel toplantı için şehir dışındaydı ve transferi o gruptan başka bir doktor yaptı.Tedavim boyunca doktoruma herhangi bir konuda soru sormak pek mümkün olmadı. Her zaman çok meşguldü ve ben kendimi ona muayeneye gelmiş olmaktan dolayı hep suçlu hissettim. Çünkü hep alelacele muayene edip hemşire sana bilgi verecek deyip kaçar gibi gidiyordu. O çok meşguldü ve ben onun çok değerli zamanını alıyordum. bana hissettirdiği duygu buydu. Biraz zorlayıp soru sormaya kalkınca da azar işitiyordum çok meraklı olma diye. hatta bu davranışlardan dolayı bir ara ilaç alımını kesmeyi bile düşünmüştüm. Neyse sonunda transfer yapılmıştı. O gün benimle birlikte iki hanıma daha transfer yapıldı. hepimiz ayni odada bir saat kadar dinlendirilip sonra evlerimize yollandık. Ben yaklaşık bir hafta kadar evde yattım. Bu arada moralimi yüksek tutmaya çalıştım doktorumun ancak % 25 şans var demesine karşın. Onuncu günden önce kanamam olunca benim ve esimin dünya basına yıkıldı. hemen doktorumu aradım, büyük bir ihtimalle tutmadı, gel bakalım dedi. Sonuçta yapılan testte ne hamileydim ne de değil. Bir kaç gün sonra yapılan test hamile olmadığımı kanıtlayan değere sahipti. Bu benim için yıkım oldu. Çünkü is değiştirmek zorundaydım ve bu sebeple şehirde değiştirecektim. Başka bir şehirden bu tedaviye devam etmek çok daha zordu. Tüm bu süreç içinde doktorumun tutumu beni fazlasıyla üzdü ve cesaretimi kırdı. Tek tesellimiz dondurulmuş olan 10 adet embriyomuz idi. Bu sene basında ocak ayında bu embriyoların transferinin tedavisini başlatmak için hastaneye gittiğimizde doktorum hemşire hanıma benim embriyolarımın durumunu sordu ve yanıt : embriyo yoktu. Transfer günü 10 adet embriyonuzu dondurduk demişlerdi ama simdi yok diyorlardı. Ayni gün başka bir hanimin da embriyoları ve ayrıca döllenmemiş yumurtaları için de ayni şeyi söylediklerini öğrenince bu hastaneye olan güvenim iyice sarsıldı. Embriyolarıma ne oldu? Bu konuda doğru düzgün bir cevapta alamadım. Ama Türkiye şartlarında elimize dondurduklarına dair bir evrak vermedikleri için resmi olarak bir hak arama olayına da giremiyoruz. Aklımıza türlü şeyler geliyor ama hiç birini ispatlamak mümkün değil tabici. Aylarca 10 adet embriyomuz daha var diye ümitle bekledikten sonra olmadıklarını öğrenince doktormuş bize tüp bebek tedavisine yeniden başlamamızı önerdi. Tabi bunları ayni doktorla göze almam artık mümkün değil.
Tüm bunların yanında pek çok anne olamayan hanim gibi psikolojim de günden güne bozuluyor. Her yerde hamile veya kucağında çocuğu olan hanımlara gıpta ile bakıyorum. çocuğu oluşta onlara bağıran yada azarlayan anneleri gördüğümde müdahale etmemek için kendimi zor tutuyorum. Tüm bunların üstüne bir de çevremdeki dost ve arkadaşlarımın halden anlamaları ve destek olma çabaları görülmeye değer !?! Örneğin hayatımda bir kez görmüş bile olsam hamile kalan ortak tanıdıklarımızı bana duyurmak için yarış halindeler. En uzak bir tanıdığın karisinin hamile kalışını bile sanırım kocasından önce ben öğreniyorum. her hamilelik haberi kalbime sokulan bir hançer gibi. benim hamile olamadığımı bir kez daha yüzüme vuruyor ama bunu insanların anlamaması bana biraz art niyetmiş gibi geliyor. İnanın günde en az iki yeni hamile haberi almaktan bunalmış durumdayım. Öyle geliyor ki BENİM DIŞIMDA BÜTÜN DÜNYA HAMİLE. Bu duygularımı esimle de paylaşamıyorum. Kendisi son derece hassas bir insan ve bu konudan biraz söz açsam: senin bu üzüntünün tek sebebi benim deyip ağlamaya başlıyor. Bir taraftan onu teselli ediyor bir taraftan kendime moral vermeye çalışıyorum ama ben de yavaş tükendiğimi hissediyorum. Bu yasadıklarımı ve duygularımı sizinle paylaşabilirim diye düşündüm. isterseniz bu yazımı savaşa devam edenler kösesine koyabilirsiniz. Çünkü önümüzdeki ay maddi durumumuzu çok zorlayarak (esim ve ben devlet memuru olduğumuzdan) özel bir hasta hanede ikinci tüp bebek denemesine başlayacağız. Sizin çekilişlerinizde şans bize gülmedi ne yazık ki. Çanakkale İstanbul arası sık sık gidip gelmem gerekecek ama umuyorum ve dua ediyorum ki bu sefer Allah bize de mutluluk nasip eder ve yavrumuza kavuşuruz.
Sevgilerimle,
Umudumyildiz