Sibel’in Köşesi – Sayı 176 – 14.11.2005
SEVGİ ANNELERİNİN HAYATA GEÇTİĞİ GÜN…
Sevgili dostlarım
Geçtiğimiz hafta Salı günü Bakan Nimet Çubukcu’nun danışmanı Ayşen Gürcan aradı. Sevgi anneleri projesi ile ilgili protokolün hazırlanması için Ankara’ya gelip gelemeyeceğimiz sordu. Bu işi uzamadan hemen toparlayalım siz de hemen projeyi hayata geçirin dedi. Evet tabi ki gelirim dedim ve hemen Avukatımız Belma Hanımı aradım. Ayşen Hanım’la konuşmamızı aktararak Ankara’ya siz de lütfen benimle gelin dedim. Yalnızca arada bir gün olduğu için Belma Hanımı birden çok zora sokmuştum biliyordum ama yaşadığım bir çok olay da bana Belma Hanımsız asla yola çıkmamam gerektiğini öğretmişti. Nimet Hanım da protokolü konuşurken bizimle olacak mı diye sordu ben de bilmediğimi söyledim. Çok ciddi bir iş olduğunu bildiğinden işlerimi ayarlamaya çalışayım dedi ve gerçekten halletti.
Perşembe günü 08.00 uçağı ile birlikte Ankara’ya uçtuk. Uçakta Belma Hanım’la danışman olarak bir çok detayın üstünden geçtik ve bu benim kendimi çok iyi hissetmemi sağladı. Bakanın danışmanın arabası bizi havaalanında karşıladı. Başbakanlığa geldik. Sn Nimet Çubukçu henüz gelmemişti. Daha sonra bizi odasına aldılar ve kendisi de geldi. Bizi çok sıcak karşıladı.. Belma Hanımla Nimet Hanım ikisi de avukat ve aynı zamanda samimi arkadaşlar. Mecliste bütün milletvekillerini, üst düzey bürokratları da onu yakından tanıyorlar ve çok saygı gösteriyorlar. Böyle birisini de tanıyor olmak ve onun dostu olmak da bana gurur veriyor. Hayata geçirmek istediğim bir çok konuda da bana yol yordam gösteriyor. Yani o benim hayat koçum. Nimet Hanım, Belma Hanımı gördüğüne gerçekten çok sevindi ve Sevgi anneleri projesinde sen de mutlaka yer al dedi. Zaten projenin içinde ve hatta başlarında bir yerinde olduğunu söyledim. Belma Hanım da evet dedi. Nimet Hanım bana döndü. “Bu işi fazla uzatmak istemiyorum. SCHEK Başkanı ile hemen görüşeceğim ve bugün bu protokol hazırlanıp imzalanacak. Zaten ortada hazırlanmış ve hayata geçmiş bir proje var. Bunu mutlaka sonlandırmalıyız ve siz hemen ise başlamalısınız”. SHCEK başkanı İsmail Barış Bey’e telefon etti. O da bizi makamında beklediğini söyledi.
Hemen Ayşen Hanım ben ve Belma Hanım Ulus’taki SHCEK Genel Müdürlüğü’ne gittik. Eski bir binanın üst katında bizi İsmail Bey karşıladı. Odada Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğünden bir çok yetkili de vardı..
İsmail Bey öğle vakti olduğunda konuşmaya yemek yerken devam etmek üzere bizi Ankara kalesine yemeğe götürdü. Genel mdlüge hem yakın olduğundan hem de İstanbul’dan gelen misafirler olduğumuzdan bizi çok güzel ağırladı. Bütün SCHEK üst düzey yetkilileri de oldukça samimiydiler ama beni ilk defa görüyorlardı ve doğal olarak da bir çok soru yağmuruna tuttular. Çocuk esirgeme kurumlarında eleman yetersiz olduğunu orada çalışanlara destek vermek üzere gittiğimizi bunun dışında bizden rahatsız olmamaları gerektiğini belirttim.
Kurumun içine başıboş gelip gitmeler değil düzenli, sıralı ve programlı bir gidiş olacaktı.
İsmail bey başınıza çok büyük bir iş alıyorsunuz farkında mısınız dedi, evet dedim farkındayım. Ve biz bu yuvaları ve içindeki çocukları çok güzel bir hale getirmek istiyoruz.
Sonra gene genel müdürlüğe döndük ve protokol yazılmaya başlandı. O sırada Belma Hanım’ın babasının anjin olduğunu ve hemen ameliyata alınması gerektiğini öğrendik. Belma Hanım çok kötü oldu tabi. Ben de çok üzüldüm ama hemen kendini toparladı ve protokolü okumaya ve düzeltmeye devam etti. Neyse ki sonradan kardeşleri biraz daha düşündükten sonra babayı hemen ameliyata sokmaktan vaz geçmişler.
Daha sonra Bakan Hanım’ın yanına gittik ve Belma Hanım İsmail Bey ve beni odaya aldılar ve protokol imzalandı. Basın danışmanı da resmimizi çekti.
Bu arada protokolun yazılmasında bütün bir gün boyunca birlikte çalıştığımız; Doç. Dr. Ayşen Gürçay, Bakan Nimet Çubukçu’nun Danışmanı Ayhan Özdemir, SHCEK Çocuk Hizmetleri daire başkan vekili Çocuk Yuvaları Şube Müdürü Selçuk Karacık, SHCEK Genel Müdür Yardımcısı Nilgün Geven, SHCEK Aile Kadın ve Toplum Hizmetleri Daire Başkanlığı Kadın Hizmetleri Şube Md. Safiye Kapancı, Sosyal Yardım Hizmet Dairesi’ne çok teşekkür ederim.
Bunu istediğim şekilde basına vermemizi ve yuvalara hemen gitmemizi istersek orada resim çektirebileceğimizi söyledi.. Bize artık her şey açıktı .
Belma Hanım’la daha sonra oldukça hoş gecen bir THY VIP (anladığınız gibi Belma Hanım gene bana bir hoşluk yaptı ve havaalanında yalnız bırakmadı VIP de misafir etti.) saatinden sonra İstanbul’a döndük.
Vip salonunda birçok milletvekili ile tanıştım hem Ak partili hem de CHP milletvekilleri . Ve o günün en ilginç notları da şu oldu:
Belma hanım VIP salonuna giren ve bizim yanımıza selamlaşıp oturmaya ve sohbete gelen milletvekillerine şöyle diyor:
Sn vekilim size Sibel Tuzcu’yu tanıtayım. Çider’in başkanı hani Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği var ya sevgi anneleri.
Sn Vekiller: Sn Sibel Tuzcu mu? Hani şu Türkiye’yi göreve çağıran hanım değil mi? Benim mail kutuma da düştü sizin mail zincirinizdeki mektup…. Demek siz sizsiz. Memnun oldum. Nasılsınız?
Belma Hanım: Aaaa, Sibel Hanım sizi benden daha çok tanıyorlar. Hiç sizi tanıtmama gerek kalmadı…
Ben: kah kah kah…
Bu arada CHP milletvekillerinden bir bayan da bizi kendi guruplarında da hem Çider’i tanıtmak hem de yuvalar için konuşma yapmaya çağırdı. Memnuniyetle dedim.
Çok güzel ama bir o kadar yorucu bir göreve başladık…
Tanrı’nın yardımı ve sizin desteklerinizle bu işten de yüzümüzün akı ile çıkacağız
Her gününüz bir öncekinden daha güzel olsun..
Sibel Tuzcu