lady q  


Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği – Tüp Bebek

Sibel’in Köşesi – Sayı 83 – 22.07.2003

İŞTE SİZE  EV ÖDEVİM  VE BİR TRANSFER HİKAYESİ

 

Merhaba sevgili dostlarım;

 

Haftaya sizi güzel gunlere ve mutlu haberlere biraz daha yaklastırdıgını umud ederek başlıyorum..

Gecen hafta çok guzel bir mail aldım bana soyle diyordu” köşenizde yazılanları hep merakla ve dikkatle okurum. Ama bu seferkinde bence amacının dışına çıkmış. Konusu bence Madrid konferansı ve konuşulanlar, yeni gelişmeler olmalıydı. Siz yazınızın büyük bölümünde Madrid e gitmek için yaşadığınız sıkıntılardan bahsetmişsiniz.Eminim çok uğraşıyorsunuz ve her gün sıkıntılar yaşıyorsunuz ama böylesine önemli bir konferansa şu yada bu şekilde gitmişsiniz, ve bizleri o konferansta anlatılandan mahrum bırakmışsınız.Umarım bir dahaki yazınızda bu konuya daha çok yer ayırırsınız.”

İnanın bu kadar dikkatle izleniyor olmak gerçekten çok hoş bir duydu ,Bu kadar izleniyor olmak insanın adrenalin i hep yukarılarda tutuyor.ama ben tabi ki de sevinçlerimi de sıkıntılarımı da aktarmak istiyorum. Çünkü onlarda benden birer parça. Eğer o zorluklar olmasaydı bu kadar kıymetli olur muydu bu dernekte internet sitesi de acaba benim icin., bizim için?Sizin her ayrıntıdan da haberiniz olmalı. Ben pamuklar içinde yaşamıyorum bilin istiyorum.. Oturduğum yerden telefonlara cevap verdiğimi düşündüğünüzde ve uzun uzun anlatmaya başlandığında ; benim çoğu zaman ya kızımı tuvalete oturttuğum zaman ya da ona yemek yedirdiğim zaman yada bir alışveriş için yokuş çıkarken nefes nefese olduğumu ,yada bir dolmuşta olabileceğimi biliyor musunuz?

033_0083_01

Gecen sabah 07.00 de cep telefonum çaldı.ben saat yerine kurduğumda zili de telefonumda acık. O gece her zamanki gibi saat 04 e kadar internet te yazı yazmıştım. mailleri okumuşum cevaplamışım. Sabah yattığımdan melisanın yanına kıvrılmışım ve onu yuvaya gitmesi gecikmesin diye de saati 09.30 a kurmuşum…Nasıl zor uyandım.Bir bayan sesi. Ben dedi saatlerdir sizi bekliyorum.artık uyanmış olmanız gerekiyor diye düşündüm.Derneğin kapısındayız. Bursa dan geldik…Aaa…Şimdi lütfen söyleyin ben ne yapayım.?..Üzgünüm henüz uyandım dedim. Kızsam mı kadıncağızın emrivakisine; yoksa üzülsem mi inanın o dumanlı kafamla düşünemedim. Ama beni öyle bir sahiplenmiş ki zaten o saatte ayakta olmadığım için kendimi neredeyse suçlu hissettim. Dernekte 09.30 da acılıyor. Lütfen yandaki cafeye girip orada bekler misiniz dedim.Kalkıp gitmeme imkan yok.. kızım evde uyuyor ve evde ben ve köpeğimizden başka kimse yok.. EEE şimdi ;İnsan Bursa dan gelecekse ve madem başka bir gidecek yeri yoksa ; bir iki gün önceden telefon edip haber vermez mi.? Kalacak yer sormaz mı ?Kaçta acılıyorsunuz diye öğrenmez mi? İstedikleri de hastanelerin adresleriymiş bir tek .. bize telefonla Bursa dan sorsalar bende kim çıkarsa çıksın telefona zaten her turlu bilgi veriliyor.O saatte kapıya kadar gelmeye ve orada kalakalmaya ne gerek vardı.. Nasıl hem kızdım ,hem de üzüldüm anlatamam.Birde gece lütfen bana kızmayın ne olur… 22.00 de başka bir şehirden arayıp rahatsızlıkları hakkında konuşmak ,içini dökmek isteyen arkadaşlarımız ..Lutfen arkadaslar . Ben dinlenmek için biraz zaman istiyorum .Lütfen…Ben her zaman sizi sonuna kadar dinlemek istiyorum anlamadığım zaman çok üzülüyorum. Hatta bazen öyle oluyor ki telefondaki arkadaşım bana iki defa anlatıyor olayı yorgunluktan kavrayamıyorum..
Gelelim gene Madrit konusuna da ben şu ödevimi bir tamamlayım;

Ben Madrit ten çok çok ayrıntılı bahsetmek isterdim ama bize orada tıbbi bilgilerle ve gelişmelerle ilgili konferanslar vermediler bize burada bizim yaptığımız gibi olayın insani boyutlarını nasıl çözüm yollarına kavuşturabiliriz bunun üzerine tartışmalar ve çalışmalar yapıldı.İngilizce konuşmaların bazı bölümleri de vardı.ama çevirmenimiz ne yazık ki gelir gelmez Amerika ya uçtu…Ama bende her şeyi yasadığıma göre dedim kendimce yaşananları aktarabilirim;

Birinci ve ikinci günde ağırlıklı olarak ;Destek grubunuz nasıl yönetilir ve nasıl yönlendirilir seklinde uygulamalı grup çalışmaları yapıldı. İkinci günde degişik konularda tepkilere karsı koyma yada tepki vermeler konusunda bilgiler verildi.. Yanlıs tedavilerle ilgili sorunlar, basın da cıkan . yanlıs bilgiler,karmasık durumların bir cogunu nasıl yönledirebilevegimiz,.karısık gruplararası etkilesim gücünün yönetilmesi, grupları birbirine kaynastırmasını saglamak konusunda bilgiler verildi ve canlı grup calısmaları yapıldı..Gercek hayat hikayelerinden yola cıkarak olaylara nasıl hakim olundu tesbitler yapıldı.

Böyle iki satır yazdıgıma bakmayın iki gün 09.dan 17.00 ye kadar nefes almadan konusmalar ve calısmalar yapıldı.18 ülkenin temsilcileri ülkelerindeki cocuk sahibi olma ile ilgili tedaviler ve destek grupları ile ilgili calısmalarını anlattılar.Daha once bahsettiğim gibi Turkiye kadar haziran ayinda aktivite yapan yoktu.Biz çalışmalarımızı sıralayınca salonda “oooooo” nidası koptu.. Konusmamın sonunda alkıs ve Toplantı baskanı Pamela Madsen alkıslayarak kalktı ve cok tesekkur ederim dedi. Bu kadar guzel calısmalarda eger onumuzdeki yıl bizden beklenen bir sey varsa bizde elimizden gelen gayreti gostermek isteriz.

Gecen hafta da dedigim gibi o zaman yaptıklarımızın semeresini almıs oldugumuzu anladım.Bu ülkeler kendi ortamlarında cocuk sahibi olma calısmalarında bizim gibi dernek baında calısmalar yerine 10 gunluk 15 gunluk gruplar olusturuyorlar. İnsanlar birbirinden kopuk gibi geldi.sıkıntılarını anlatıyor, paylasıyor ve 15 gun sonra grup dagiliyor.Dostluk yok, arkadaşlık yok.. Bunun bizde olmadıgını, gelenlerin hamile kalsalarda aramızda olduklarını, ayrılmadıklarını;uzuntuyu de sevincide uzun sureli birlikte paylastıgımızı anlattım.Bizde kısırlık ve hamilelik kelimesinin cok cok kullanılmadıgını “savasa devam edenler ve savası kazananlar “diye bahsettigimizi soyledim. İlgiyle dinlediler ve mecazi anlamlar hoslarına gitti.Herneyse iste Madrit olayını artık bitirmek istiyorum. Resminide yayınlıyorum iste delegeler. Iste biz….

 

BEN DEYİM – İLAHİ BİR OLAY!!!!- SİZ DEYİN Kİ „ HAYIR ;UFAK BİR TRANSFER HİKAYESİ „..

 

Bu arada basımdan gecen baska bir sey anlatmak istiyorum size…Uzun zamandan beri boyle bir sey yasamamıstım. Oldukca iyi oldu.Yani bana iyi geldi bunuda anlatmalıyım.Gectiğimiz hafta adını vermeyecegim bir arkadasımın transferi icin bir tüp bebek merkezindeydim.(su anda 12 gunluk dinlenme surecinde oldugundan klinigin ismini acıklamayacagım ama) kendimi oldukca rahat hissettigim yerlerden bir tanesiydi. Sonra açıklayacagım. Sonuç iyi olursa..Kaprissiz,neşeli doktorların ve çalışanların olduğu bir yerdi dersem coğu insan zaten anlar diye düşünüyorum. Hastanenin duvarlarının soluk huzur verici renkleri ve doktorun koyu mavi ameliyat klinik kıyafeti oldukca hostu. Yeni kreasyon diye adlandırdılar.Özellikle hastalarına giydirdikleri üstünde küçük palyaço desenli renkli cıvıl cıvıl muayene kıyafetide gercekten gorulmeye degerdi. ilk once hastalar kendi ustlerine bakıp gülümsüyorlardı zaten.Transferi yapılacak arkadasım oldukca heyecanlıydı zaten eh bende oyle… gerci ben sakinlestirmeye gelmistim ama neyse.. Ben hic hastaneye birinin basına gitmek istemem aslında ….nedeni de ; ya negatif sonuc alırsa ve ya beni ugursuz addederse…ya beni bir daha görmek istemezse ,ya beni gorunce o negatif anı hep hatırlarsa… Hayatta dayanamam ben boyle bir seye ama yaptık iste oyle bir sey. Herşeyi göze aldım işte.. Transferin yapılabilmesi için uzun bir sure mesanenin dolması işlemi ile ugrasıldı. Sonra Ameliyathaneye geçildi..Masada yatan arkadaşımın titremesinden alttaki yatagında sallandıgına emindim.O kadar siddetliydi başka sekilde tarif edemem.Ama ekibin hastamızla rahatlatmak icin yaptıgı konuşmalar ve şakaları ortalıgı bayagı bir hoş bir hale getiriyordu..Hersey tamam olunca ;doktorumuz ultrasonla epey bir rahim agzı aradı. Kızcagızın kolayca bulunmuyormus megerse onu da son dakikada ogrendik. Transfere bu nedenle başlanmadan bir muddet ara verildi tekrar su verilerek mesane iyice dolduruldu.. ikinci defa ultrasonla bakıldgında benim bile gorecegim ve   anlayacagım sekilde olay netlesmisti.Embryoları bekliyorduk heyecanla.Ben ayakta bayılacak gibiydim.Masada yatan arkadaşım tabi benden beter..En nihayet onuda embryolog zerketti.O anda gordüğümü size aktarmam gerek.Rahimi gordum ters duran bir u gibi .yani “n” harfi….embryolog embryoların içinde oldugu sıvıyı verdiginde birden “n” nin  tepesinde simşek gibi bir caktı sanki.Birden bir ışık gördüm ben . Oradaydılar.Canlıydılar ve ben onları orada hissettim.Bu nasıl garip bir duygu anlatamam.Hani filmlerde ruhu bazen top gibi bir ısıkla gosterirler ya….. bedenden cıkar ve   sonra baska bir bedene girer.. İste oyle bir sey hissettim ben.o anda ..Bir ışık gördüm ve kayboldu…Büyük bir mutlulukla arkadasıma baktım ve “oradalar ve capcanlılar” dedim.Aslında sıvının ultrasonda gorunusu idi. ama ben oyle algıladım ya iste…Hala bana göre oradalar ve bütün güçleri ile hayata sarılıyorlar.Arkadasımın yüzünden çok karnına bakmak istiyorum. Çünkü onları orada sanki hissediyorum ve onlara güç vermek istiyorum..Dayanın diye.. Onlara   ve diğer bütün minik embriyorlara buradan sonsuz başarılar .Bütün duaların onlarla…Buda doktor degil bizim olaya alternatif bakışımız . Bununla ilgili bir de kısa metrajlı bir film buldum siteye onu da koyacagım…Benim gordugumu sizde gorun…Ne anlattıgımı çok iyi anlayacaksınız.

 

İşte bu haftalıkda bu kadar… aslında daha da uzun yazacaktım ama bir kısmını onumuzdeki haftaya bırakmayı planlıyorum . Bu hafta herseyi anlatmayım…

İzmirde kazanılan SSK ya Sağlık Bakanlıgına ve Maliyeye acılan davanın ve temyiz mahkemesinin tutanakları sitede yayınlanmıstır. Birer nushası da gerekli yerlere gonderilmiştir.Bilgilerinize yorumlarınıza bırakıyorum herşeyi..

Herşey gönlünüzce olsun.Umutlarınız asla tukenmesin. Bir gün geriye baktığınızda herşeyin hallolmus ve düzelmiş olduğunu göreceksiniz.

Sevgiler

Sibel Tuzcu

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ