Mikroenjeksiyon yöntemiyle asla çocuk sahibi olamayacak hastalar çocuk sahibi olabiliyor
Sayın Güvenç Karlıkaya www.cocukistiyorum.com internet sitemizdeki üyelerimizin tüp bebek tedavileri hakkındaki merak ettikleri soruları bu hafta size yöneltmek istedik .Öncelikle yardımlarınız için teşekkür edip hemen sorularımıza geçiyoruz;
Tüp bebek tedavisi sonrası doğan bebeklerin sağlık problemleri olabileceği yönünde haberler çıktı. Bu tür haberler bir çok aileyi de huzursuz etti. Gerçek olup olmadığını bir de sizden dinlemek isteriz.
Bu konuyla ilgili eskiden beri korkular var. Hastalarımızın da bize geldiğinde ilk sordukları budur, bebeğim sağlıklı olacak mı? Bu konunun tekrar bu kadar gündemde olmasının bir sebebi Yapılan bir yabancı yayın, basına sonradan yansıyan bir bilimsel çalışma. Orada söylenen bir hasta grubu, mikro enjeksiyon tedavisi yapılan hasta grubu ve bahsedilen artış da basında ki gibi değil. Basında yaklaşık yüzde otuz sakat olma ihtimali varmış gibi çevrildi ama böyle bir şey yok. Bütün insanlarda olabilecek problemlerin, bütün doğan bebeklerde olabilecek problemlerde bir artış olduğundan bahsediliyordu fakat bu yanlış çevrildi ve basında yanlış yayınlandı. Dolayısıyla bazı durumlarda, kromozomonel anomali olabiliyor ya da bazen fiziksel küçük problemlerde olabiliyor. Ama bunların büyük çoğunluğu küçük bir cerrahi operasyonla düzeltilebilecek şeylerdir. Fakat bazen kalp ve ya iç organ anormallikleri de olabiliyor. Mikroenjeksiyon yönteminde böyle artışlar var. Bunları hastalarımızla da paylaşıyoruz. Bu neden oluyor bu da çok önemli. Tüp bebeğin buna yola açtığına ilişkin kesin bir şey yok . Mikroenjeksiyon yöntemiyle asla çocuk sahibi olamayacak hastalar çocuk sahibi olabiliyor, yani bu işlem değil de bu işleme ihtiyaç duyduran sebep belki de bu artışlara sebep oluyor olabilir.
Transfer edilen yumurtaların tutunmalarını artırıcı herhangi bir çalışma var mı? Türkiye bu çalışmaları ne hızla takip ediyor?
Tabiki birçok çalışma yapılıyor. Tüp bebek içersinde implantasyonu artıcı çalışmalar sürekli olarak devam ediyor. Burada bu tutunamamaya sebep olan faktör ne bu çok iyi bilinmediğinden çok büyük ilerlemeler kaydedilemiyor. Sorun embriyodan mı kaynaklanıyor yoksa,kadın rahminden mi kaynaklanıyor bu çok net değil. Bildiğimiz embriyo en önemli eleman. Yapılması gereken embriyoyu daha kaliteli hale getirmek, buna yönelik çalışmalar yapılıyor. Endometrium ve embriyo ilişkisinden de bahsedecek olursak , bu konularda da bir çok çalışma yapılıyor bazı ilaçlar çıkartılıyor örneğin embriyo yapıştırıcı gibi .. İlerleyen zamanlarda da bu çalışmalar devam edecektir
Bütün tüp bebek ilaçları sizce aynı kalitede mi? Hastaların buna özellikle dikkat etmesi gerekir mi?
Sonuç açısından bakarsak bence tüp bebek ilaçlarının hepsi aynı.Yapılan çalışmalarda bunu gösteriyor zaten. Tabi ilaçları hazırlayan firmaların yaptıkları çalışmalarda hep kendilerinin daha iyi olduğu gösterilir fakat çalışmaların tümüne bakıldığında bu ilaçların başarı açısından sonuç açısından birbirinden çok farklı olmadığı gözlenmiştir. Ama birbirinden üstün olduğu yanlar var bu ilaçların ama benim dediğim genel hasta grubunda başarı oranı aynı. Bazı hasta gruplarda bazı ilaçların daha başarılı olduğu söylenebilir. Yeni jenerasyon ilaçlar yani tam hormon içeren ilaçlar eski jenerasyon ilaçlara göre yan etkileri açısından daha yüksek kalite de daha az yan etkisi olan ilaçlar.
Tüpleri tıkalı hastaların kanalların açılması mı , tüp bebek tedavisine başlamaları mı daha verimli olur?
Bazı vakalarda, genç vakalarda, uzun süreli evliliği olmayan ve tüpleri çok zarar görmemiş vakalarda kanalların açılması denenebilir başarılı da olunabilir, tüp bebek kadar başarılı olduğunu gösteren çalışmalarda var hatta. Bunun avantajı da kendi kendine gebe kalınmış olur ayrıca tekrarlayan gebelikler elde edebilirsin. Ama maalesef tüplerinde cok hasar olmayan, genç ve uzun süreli evliliği olmayan hasta grubu hastaların geneli değil. Tüpün tıkanıklığı tek etken değil, tüpü tıkayan faktör o tüpte ne hasar yaratıyor bunu da düşünmek lazım. Oranın çok sağlıklı dokulardan oluşmalı. Diğer vakalarda zaman kaybetmemek ve hasarı artırmamak için bence hemen tüp bebek tedavisine başvurulmalı.
Yurtdışında yapılan çalışmalar ve tıbbi dergilerde yayınlanan bir çok ilginç deney sonuçları var. Ülkemizde bu tür çalışmalar yapılıyor mu?
Türkiye de bir çok çalışma yapılıyor. Türkiye de tıp alanında tüp bebek konusu çok önemseniyor çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Bilimsel çalışmalar ve yayınlar konusunda dünyada ileri sıralardayız Türkiye olarak. Maddi olarak çok güçlü ABD , Japonya ,İngiltere gibi ülkelerin arkasında birinci sırada biz geliyoruz.
Tüp bebek tedavilerinde çiftlerin ilk denemede başarılı olma oranları değerlendiriliyor mu? Nasıl bir oran söz konusu?
Tabii ki değerlendiriliyor. Kadının yaşı ve yumurta sayısı uygun olduğu sürece, çok ciddi genetik sorunlar yoksa bir seferde bir kişinin gebe kalma şansı yüzde elli civarlarındadır. Normal yolla gebe kalma oranından da daha yüksek, normal yolla gebe kalma oranı aylık yüzde yirmi beş civarlarında. Ama kadının yaşı 40 olduğundan, ilerlediğinde bu ilk deneme oranı daha da düşebiliyor.Hastayla, hastalıkla ilgili olarak değişen oranlar söz konusu.
Başarısızlıklar tedavi gören kişiyi , fiziksel ve psikolojik olarak nasıl etkiliyor? Neler yapılmalı?
Fiziksel etkiler olarak, çok görmüyoruz. Fiziksel derken yumurtalık ve rahimde olan etkilerinden bahsediyorum. Rahime, yumurtalıklara büyük zararlar veren hastalarımızın sandığı kadar tehlikeli bir tedavi değil bu tüp bebek tedavisi. Çok uzun süreli ve çok yüksek doz ilaçlarla yapılan tedavilerde çok uzun zamanlar sonra meme kanseri, rahim kanseri gibi kanserlerde artış olabileceği gibi kuşkular var ama bunlar ispatlanmış ve korkulacak durumlar değil. Psikolojik tarafına gelince, o çok önemli ve dramatik. Bizimde bazen hastaya yardımcı olmakta güçlük çektiğimiz zamanlar oluyor. Yıpratıcı bir süreç, biz oldukça destek olmaya çalışıyoruz eşlerin birbirlerine muhakkak destek olmaları gerekiyor. Psikolojik destek de almaları lazım mutlaka, bunlar olmadan kolay atlatılabilinecek bir süreç değil.
Verdiğiniz bilgiler için tekrar çok teşekkür ederiz.
Ropörtaj :Cansu Özdemir
info@cocukistiyorum.com
