lady q  


Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği – Tüp Bebek

Benhur

Benhur

 

Sevgili Sibel,

Merhaba. Oğlunla beraber hazırlamış olduğunuz sayfaları tesadüfen keşfettim, çok beğendim. Oldukça faydalı bir çalışma yapmış olduğunuzu düşünüyorum.9aylikbebek Fırsat buldukça okuyorum. Biraz düşündükten sonra ben de kendi yaşadıklarımı paylaşmak istedim.

Şu anda 41 yaşındayım ve 10 yıllık evliyim. Yaklaşık dört ay kadar süren ilk evliliğimden sonra bir süre yeniden evlenmemeyi düşündüm. Ama 30’lu yaşlarıma yaklaşırken şu andaki eşimle karşılaştım ve epey bir tereddütten sonra onu sevdiğimi ve onun özelliklerinde bir çocuk sahibi olmak istediğimi farkettim. Ve evlendik. İlk yıllarda çalışmalarımızın yoğunluğu nedeniyle çocuk planımızı üç yıl kadar erteledik sonra karar verdiğimizde hamile kalamadığımı farkettim. İnanılacak şey değildi benim için.

Herkes hemen hamile kalıyordu dolayısı ile ben de hemen hamile kalacağımı düşünmüştüm. Bir yıl kadar sonra doktora gittik ve ikimizde de görünürde bir problem olmadığını öğrendik. O zaman rahatladım, demek ki biraz daha zaman gerekiyordu. Bu arada doktorum bir laparoskopi önerdi eğer tüplerde yapışıklık varsa operasyon sırasında müdahale şansı olabileceğini, oysa histerosalfingrafi yapılırsa sadece durumun ne olduğunun görüleceğini anlattı. Bunun üzerine hemen laparoskopiye girdim ve sonuç mükemmeldi. Yapışıklık yok, endometriosis yok. Daha sonra artifisiyel inseminasyon denenmesine karar verildi. İlaçlara başlandı, foliküllerin gelişimi izlendi ve inseminasyon tarihi bildirildi. Üç tane folikül vardı. Hamile kalacağımdan o kadar emindim ki bir de üçüz olursa diye endişeleniyordum. İlk denemenin sonucu negatifti. İkinci ay tekrar aynı işlemler başladı ve ben hala ümitliydim. İkinci deneme de sonuçsuz kaldı. Üçüncü denemeye başlayacağımız sırada bir de görüldü ki sol yumurtalığın yanında yaklaşık 30 mm’lik nurtopu gibi bir endometrioma oluşmuş. Korkunç bir moral bozukluğu ile eve döndüm. Onun operasyonla alınması gerekiyormuş. Ama önce geçici olarak menopoza sokacak iğneler yapılması gerektiği söylendi. İğneler başladı. Sıkıntılar da. 36 yaşında menopoz sıkıntılarını yaşamaya başladım.

Hiç kimseye bir şey söylememeye karar vermiş olduğumuz için bütün sıkıntıları tek başıma yaşamaya çalışıyordum. Eşimin bu sıkıntıları anlaması pek mümkün olamazdı. İkinci ayın sonunda operasyonla endometrioma alındı ve bu iğnelere dört ay daha devam etmem gerektiği belirtildi. Bu yaşadıklarım yaz aylarına denk gelmişti ve o yaz benim için gerçekten oldukça bunaltıcı geçmişti. Bu iğnelerin sonunda bir laparoskopi daha yapılması gerektiğini söylediler ama nedenini bir türlü anlayamadım ve yaptırmadım. Çünkü son operasyondan sonra çok canım yanmıştı. Son iğneden dört ay kadar sonra tüp bebek için başvurdum. Bu arada sürekli ultrasonla takibediyordum kendimi. Herşey normal görünüyordu ve endometrioma tekrarlamamıştı. Fakat tüp bebek için başvurduğumda bir türlü işlemlerim yürümedi ve ben de oraya bir daha gitmedim. Farklı hastanelerle konuşuyordum ve hepsinde çok sıra olduğu söyleniyordu. Bu arada sürekli kendiliğinden hamile kalabileceğimi düşünüyordum. Bu koşturmalar sırasında herhalde işlerimin neden olduğu stres nedeniyle de bir sıkıntı yaşadım. Göğsümde şiddetli bir ağrı başladı ve oturduğum veya yattığım yerde nabzım birden 120’lere çıkmaya başladı. Kalp krizi geçiriyorum sandım. Ama EKG sonuçlarına göre birşey yoktu. Göğsümdeki ağrı 3-4 ay devam etti ve bu arada midem iflas etti. Hiç bir şey yiyemiyordum çünkü hiçbirşeyi sindiremiyordum. Sabah yediğim şey gece yarısına kadar midemde öylece duruyordu.

Uyku uyuyamıyordum

Psikolojik olabileceği düşüncesi ile psikolog ile görüştüm. Testler yapıldı ve depresyon belirtisine de rastlanamadı. Bu arada aklıma hormonlarımı kontrol ettirmek geldi. Adetin üçüncü günü kan verdim ve E2-FSHve LH hormonlarını ölçtürdüm. Sonuçta FSH hormonunun menopoza girmek üzere olan bir kadının seviyesine yaklaştığı ve östojen seviyesinin biraz düştüğü belirlendi. Henüz 38 yaşındaydım ve menopoza giriyordum. İşte ilk kez o zaman kendimi çok kötü hissettim. Rüya bitmişti ve uyandığımda geç kalmıştım. Doktor arkadaşıma sonuçları gösterdiğimde öncelikle sakin olmamı önerdi. Çünkü hormon değerleri her an değişebilirdi. Daha sonraki aylarda da hormon tetkikine devam edildi ve bir buçuk yıl kadar sonra hormon değerleri yaşım için normal seviyelere geldi. Hemen tüp bebek için tekrar başvurdum, bu sefer başka bir hastaneye. Bu arada tüp bebek için çok sıra olduğunu duyunca eşime Çocuk Esirgeme Kurumuna da baş vurmak istediğimi söyledim. Eşim de kabul etti ve başvurduk. 8 – 9 ay sonra kurumdan bir uzman geldi bizimle görüşmek için ve belli bir süre içinde bazı evrakların tamamlanıp kuruma ulaştırılması gerektiğini söyledi. Bu görüşmeden az sonra da hastanede tüp bebek için sıra geldi. Yine “bu sefer olacak” diye hastaneye koştum. Bütün iğnelere kahramanca göğüs gerdim. Beş tane folikül oluştu ancak üç tanesi uygun büyüklükte idi. Yumurtaların toplanacağı gün birden beklenmedik bir kanama başladı. Doktorum yumurtaları aldıktan sonra hemen progesteron hormonuna başlamamı söyledi. O gün aşılama yapıldı. İki gün sonra da yumurtaların üçü de transfere hazırdı. Beni transfer için çağırdıklarında embriyoları görmek istedim, gösterdiler. İnanılmaz güzel bir duygu yaşadım o anda. Çocuklarım büyüdüklerinde onlara bunu anlatacaktım.

Normal olarak hamile kalan kadınların bu şansı yoktu

Transferden sonra hastanede dinlendim ve eve döndüm. Normal çalışma yaşamıma devam edebileceğim söylenmişti ve çalışmaya devam ettim. Ancak o sırada da aksi gibi işler öyle bir yoğundu ki. 12 gün sonra kan verdim ve b -HCG biraz düşük çıktı. O zaman “tamam” dedim. “Bu da olmadı”. Ama doktor bu değerin çok düşük olmadığını daha sonra yükselebileceğini söyleyince tekrar ümitlendim. Gerçektende yükselmeye başladım. Hamileydim. Allah’a şükrediyordum. Derken birden b -HCG düşmeye başladı. Böylece bu rüya da sona ermişti. Bu arada ben bunlarla uğraşırken ÇEK’nu tamamen unutmuş ve belgeleri tamamlamamıştım. Kurumdan dosyamın işlemden kaldırıldığına dair bir mektup geldi. İkinci kez moralim bozuldu. Bir de bu fırsatı kaçırmıştım. Şimdi de eşim artık çocuk istemiyor, artık bu yaştan sonra çocukla uğraşmak istemediğini söylüyor. Bu beni daha da üzdü tabii. Eşimi ikna etmeye çalıştım. Hala çocuk istemiyor ama ben istediğim için ikinci kez tüp bebeği denemeye razı oldu ve ikinci kez ÇEK’na başvurmayı da kabul etti. Şimdi tüp bebeğin tutmaması ve ÇEK’dan uygun bir çocuk çıkmaması ümidi ile, ben de tabii ki bunların tersini dileyerek bekliyoruz.

İşte benim öyküm de böyle. Sana çocuklarınla ve eşinle mutlu bir yaşam ve çalışmalarında başarılar diliyorum. Hoşçakal…

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ