Sibel’in Köşesi – Sayı 51 – 10.03.2003
Merhaba Sevgili Dostlarım;
Bütün Hanım üyelerimizin geçmiş Dünya Kadınlar gününü içtenlikle kutlarım .
Dünya kadınlar günü ile ilgili yazımız Performans a bilgisayarımızdan bulasan virüsle gittiği için açamamışlar Bende Ankara da olduğumdan açılıp gönderilemedi. Bu teknik hatadan
Dolayı hepinizden özellikle yazısını o gün için hazırlamış olan Muko dan Kendim ve Cemil Bey adına özür dilerim. Muko’nun güzel yazısını da okumak için tıklayınız. Bu yazıların devamlarının olması en büyük dileğimiz.
Benim için Dünya Kadınlar günü yok aslında; her gün bize ait.. Ve bizim her günümüz anılması gereken savaşlarla dolu. Ben bütün kadın arkadaşlarımı birer amazon olarak görüyorum.Savaşçı ve mücadeleci kişilikleriyle destanlar yazıyorlar ve sitemizde bu zaferlerini gururla okuyoruz.
08 MART 2003 ANKARA SEYAHATİMİZ.;
Son ayların en rahat ve en huzurlu yolculuğunu yaptık…Küçücük beyaz bir odamız,mini bir buzdolabımız,küçük el havlularımız,duvardan duvara halımız çok şık yapılmış bir tanesi asma kat olan iki adet tek kişilik yatağımız vardı…Sırtımı yastıklara rahatça yaslıyarak ayaklarımı uzatıp kucağımda lap topumla çalışabiliyordum… Şimdi ne anlattığımı merak etmiş olabilirsiniz..İster inanın ister inanmayın tüm bunların hepsi İstanbul-Ankara seyahati sırasında yataklı trende yaşanıyordu…bu defa kendimi şımartmaya karar vermiştim…Bu kadar rahat ve huzurlu koşullarda seyahat ettik den sonra yüksek bir pozitif enerji ile Ankara ya vardık…Bu defa seyahat arkadaşlarım Cansın ve Tomristi…Tomris’den size biraz bahsetmek istiyorum; Son 9 aydan beri Tomris(Sevgili Dayanışma clübü üyesi tomtomu’muz)…Sessiz sedasız banane yaaa demeden çok içtenlikle gönüllü olarak bekar olduğu halde yalnız ve yalnız bizim gibilerin sorunları ile ilgili her türlü İngilizce yazışmalarımızı yapıyor…Bundan böyle bu aydan itibaren Türkiye de yaptığımız tüm faaliyetler tüm dünyada Tomrisin sayesinde bütün ülkelerle birlik de ingilizce olarak Dünya Infertilite bülteni halinde yayınlanacak…Kısaca Tomris Dünyaya açılan penceremiz oldu da diyebiliriz…
Gelelim toplantı ile ilgili notlara;
Best Apart Oteli bizi yine çok sıcak bir şekil karşıladı… Salonumuzda her şey eksiksizdi…Bizde bizimle ilgili hazırlıkları süratle tamamladık…Gün güzel süprizler ile doluydu…Sitemize gelmeleri ile tanıyan üyelerimizi sevince ve mutluluğa boğan Neşe ve bezelyelerinin (İki kız ve bir tombik oğlu) toplantı başlamadan önce bizi otelde ziyaret etmeleriydi…Merdivenden aşağıya iki küçük kızın ellerinde çiçeklerle koşarak gelmeleri sırasında Neşenin onlara sahip olduğu gün ne kadar sevinçle ağladığımızı hatırladık…Çünkü onlar bizim çocuklarımızdı ve bizim sitemizde doğmuşlardı…Altı yaşındaki büyük bezelyemiz elinde çiçekle kucağıma atlarken tekrar ağlamamak için kendimi zor tuttum onu öpmeye doyamadım…Çiçek buketlerinden bir tanesi Sibel anneye bir tanesi de Cansın anneye gelmişti…Bugünü ölümsüzleştirmek için hep beraber resim çektirdik…
Günün ikinci süprizi; Adıyaman dan üyemiz olan Akran ve Güzel eşinin toplantıya gelmesiydi…Bu içten ve güzel insanları tanımak dan çok büyük keyif duyduk…Halen tedavileri sürmek de olan bu çift de basarılar diliyoruz…
Günün en ilginç olaylarından biride ayaklarının tozuyla Viyana uçağından inip bizimle tanışmak için toplantımıza gelen Köseoğlu çiftiydi…Elerinde Viyananın simgesi olan nefis kocaman,çikolatalı bir pasta vardı…Bu pasta bizim içindi…Bu hafta içince çarşamba günü bizi derneğimizde ziyaret edeceklerini söyleyip toplantıdan ayrıldılar…
Diğer bir hoş olay;Üyelerimizden Mürvet Balcının Börek yarışmasında hem 2.lik ödülü olan Su Isıtıcısını,hem de City Hospital’in indirimli tedavisini kazanmasıydı….
Birsen Yurdakul geçen toplantıda olduğu gibi bu toplantıdaki börek yarışmasını da kazanarak birinciliği kimseye kaptırmadı ve Mini fritözün sahibi oldu….Üçüncü olan Ülger Çelik de çift kişilik nevresim takım kazandı…Sevgili Karamız yapmış olduğu nefis Cheese cake ile tatlıda gönüllerimizin birincisi oldu…Ben yalnızca yazmakla yetiniyorum…Sanırım çok lezzetliydiler… Tatmaya fırsat bulamadım…Tatlarını jüri başkanı İlkyin’e sorabilirsiniz…
Bu kadar yazıpta Tabiki Gurur Beyden bahsetmeden gecmek olmaz.Gurur Bey her zamanki gibi cok mutevazi,cok titiz,her konuyu butun ayrıntıların kadar anlattı. Toplantıya katılanlara siz nasıl olsa mikroenjeksiyonu hepiniz biliyorsunuz butun ayrıntılara girecegiz diye embriyoların neden tutunamaması konusunu en ince detaylarına resimlerle ve grafiklerle anlatarak kadar indi .Bütün masaları tek tek dolaşarak üyelerimin hepsi ile tek tek ilgilendi ve soruları büyük bir sabırla cevapladı. Tedaviye gittigimde onun la ilk karşılastıgım zaman yasadıgım gerginligi bir tek guleryuzlu cumlesiyle nasıl buyuk pozitif duyguya cevirdigini üyelerimle konusurken hatırladım ve bu güzel anektodu herkese anlattım.O günkü Gurur Bey ile bugünkü Gurur Bey gene aynıydı.Daha sonra dinlemek icin oturdugunda bu sefer herkes oturarak onun de kuyruk oldu ve sorular hic bitmedi..Biz salonu toparlarken Gurur Bey hala soru cevaplıyordu. Daha sonra hep beraber toplantı salonundan ayrıldık.Ve bir guzel toplantı daha unutulmaz anılarımız arasında yerini aldı…..
Sevgili İlkyin ve İlkay cifti toplantıdan cıktıktan sontra aksam yemekte bizi ve Akran ailesini yalnız bırakmadılar ve konuk ettiler.Ankara ya her geldigimizde yapmıs oldukları bu misafirperverlilik ve içtenlikleri bizi çok duygulandırdı. Bizi evlerimize kadar bıraktılar.Onlara da çok teşekkür ediyoruz.
Üyelerimizden lbaran Ankara dışında olduğundan çok istediği halde toplantıya katılamadı.Çok zarif ve ince kişiliğe sahip bu arkadaşımız yolladığı çiçekle salonumuza renk kattı.Bir dahaki toplantıda kendisini görmek istiyoruz.
İlk defa çok değişik bir ortamda Sibel’in Kösesini yazıyorum. Nerede mi yazıyorum?. Tabi ki İstanbul’a evimize dönerken trende Cansın üst katta, ben alt kattaki ranzada nöbetleşe olarak size bu satırları sıcağı sıcağına aktardık.Yazının ilk yarısını o bilgisayarda yazdı, diger yarısını da ben .Ortak bir yazı oldu bu..
Her şey sizlerin en iyisini yaşamanız ve okumanız icin …
Sevgiler
Sibel Tuzcu