Eğer Kendi İçinizde Güç Kalmadığını Düşünüyorsanız Eşinizin İçine Bakın
ın | |
Yurt dışında eğitim görürken 19 yaşında yeni tanıştığım kendisi de benim gibi öğrenci olan (oldukça varlıklı ve meşhur bir ailenin oğlu olan) erkek arkadaşımla tanıştım. Kendisi yaşadığım ülkenin vatandaşı idi. Orada tek basına olmanın verdiği özgürlük duygusuyla 1 yıl sonra birlikte yaşamaya karar verdik. Bir süre sonra beklenmeyen bir şey oldu ve hamile olduğumu öğrendim, erkek arkadaşım da ben de önce çok sevindik ancak sonra şaşkınlık ve sorular çıktı ortaya. Yaşadığımız eyalette kürtaj kesinlikle yasak olduğu için başka bir eyalete gitmemiz gerekiyordu ancak öyle veya böyle gidemedik. O sırada Türkiye’de deprem meydana geldi ve ben daha 2.5 aylık hamile idim. Apar topar Türkiye’ye geldim, ailemi buldum hepsi sapa sağlamdı. Eğitimim bitmediği için geri döndüm, bu arada içimden düşük yapmak için dualar ediyor, olamayacağım kadar dikkatsiz olabilmek için elimden geleni yapıyordum. Ama düşmüyordu, erkek arkadaşımla Türkiye’ye kaçak geldik ancak artık çok geçti kimse kürtaj yapmak istemedi ve geri döndük. Bu çocuk doğacaktı öyle ya da böyle, doğmak istiyordu. Neyse sonuçta bebeğimiz dünyaya geldi, ne o ne ben ailelerimize bunu açıklamaya cesaret edemedik ve benim eğitimim bitmişti artık Türkiye’ye dönmem gerekiyordu. Erkek arkadaşım bir süre bakacağını söyledi, ben buraya gelecektim herkesle konuşacaktım ve Amerika’da hayatıma devam edeceğimi söyleyecektim, ancak geldiğimde annemin rahatsızlığı ve zor günler vardı herkes beni bekliyordu geleyim de destek olayım diye, bir türlü olmadı sıkışıp kalmıştım ve dönemedim. Erkek arkadaşıma durumu açıkladım dedim gelip alayım kızımı bir yolunu bulurum, o buna kesinlikle yanaşmadı ve bana evleneceğini ve kızımıza çok iyi bakacağını söyledi. Neden bilmem kabul ettim. Ve sanki hiç böyle bir şey olmamış gibi burada hayatıma devam ettim, bu arada depresyon aşırı alkol hayatımın bir parçası olmuştu, kızımı çok özlüyordum ve kimseye bir şey diyemiyordum, kimseyle konuşamamak da ayrı bir problem haline gelmişti. Bu arada yine yabancı firmada ise başlamıştım orada daha önceden evli 2 kız çocuğu sahibi bugünkü eşimle tanıştım. Onun işinden dolayı yurt dışına gittik bir süre ikimiz de çocuk mevzusu pek konuşmuyorduk onun kızları ile iyi bir ilişkim olmuştu öylesine yasayıp gidiyorduk. Türkiye’ye döndük ve hangi arkadaşım ile buluştuysam kucağıma bak bu benim oğlum bu benim kızım diye çocuklarını veriyorlardı. Eşimle konuştuk ve çocuk sahibi olmaya karar verdik öncelikle çözmemiz gereken bir sorun vardı, eşim daha önce vazektomi operasyonu geçirmişti yani resmen kendi kendini kısırlaştırmıştı. Çözüm olasıklıkları pek iç açıcı değildi, çok az bir şansımız vardı. Türkiye’de konusunda uzman hatta prof olan ve çok saydığım doktorumuza gittik, operasyonu gerçekleştirdi ve başarılı oldu. Sperm vardı. Sayısı azdı ama vardı. Bir süre dinlenelim dedik, sonra denemeye başladık ama hiç bir sonuca varamadık. O sırada İzmit’teki ve çok ama çok saydığım doktorumla tanıştık. Kendisi önce testler istedi hem bana hem eşime, benimkilerde hiç bir sorun gözükmüyordu eşimin sperm sayısı oldukça düşüktü, aşılama yapalım dedi spermleri yıkayınca sayısı artar belki neyse hersey hazırlandı esim sperm verdi yumurtalarım normaldi asılama yapılacak diye doktoruma gittik, ancak yıkama işleminden sonra bile esimin sperm sayısı düşüktü ve doktorum dediği “bakın yaparım ama tutmaz bu sayıyla olmaz sizi kandırmak istemiyorum ve ben bu işi ticarete dökmem, hiç boşu boşuna para harcamayın direkt tüp bebek tedavisi mikroenjeksiyon yaptırın, kendinizi yıpratmayın.” Ve bizden beş kuruş almadı test ücretleri dışında, üstelik kendi sınıf arkadaşı olan İstanbul’da oldukça sayılan bir doktorun adını verdi ve bizim tüp bebek hikayemiz başladı. Her şey yolunda gitti, doktorum transferde çok güzel bir transfer oldu dedi üstelik belki ikinci çocuk isteriz diye kalan embriyolar donduruldu, bir de tek bir embriyo transfer edilmişti çünkü her türlü olasılık çok fazla gözüküyordu, ancak olmadı bir hafta önce test sonucum negatif çıktı ve düşük başladı. Bu kadar olaydan sonra aslında var olan bir kızım olmasına rağmen ben bebek sahibi olma savaşı veriyorum. Bu arada eşimi gerçekten tebrik ediyorum çünkü bu zor günlerin hepsinde desteğini umudunu bir an olsun bile yitirmedi. Şimdi tekrar deneyeceğim, çünkü tekrardan ve gerçekten anne olmak benim de hakkım. Bu olaylar arasında beni en çok üzen tek bir şey oldu, o da sonucu aldıktan sonra doktorumu aradım bana tatilde olduğunu dönünce görüşmemizi söyledi, dönüşte aradım randevu alın dedi, randevu için aradım tam 2 hafta sonrasına randevu verildi, ben belki birazcık daha destek olunmasını bekliyordum en azından biraz bilgilendirilmeyi bekliyordum ama bunlar beni yıldırmadı ben tek başıma ve eşimle o kadar çok şeyin üstesinden geldim ki o kadar acıyı yiyip yuttum ki bu beni yıldırmadı bu arada benim düşük yaptığım gün kuzenim 2. tüp bebek denemesinden sonra 40 yaşında o gün anne oldu. Ona desteğimi de esirgemedim o ne kadar beni arayıp doğum yaptığını söylemeye beni üzmemek adına çekindiyse de. Şimdi savaşa devam edenler kısmına yazan veya okuyan arkadaşlara seslenmek istiyorum bu kadar umutsuz olmayın, ben düşük yaptığımda salya sümük ağlarken bir arkadaşımın annesine yakalandım ve bana tek bir şey söyledi belki doğsaydı sakat veya bir hastalığı olacaktı, Allah ve vücudun böylesini uygun gördü ümidini kesip sakin isyan etme. Ve gerçekten haklıydı ben ümidimi kesmedim şimdi 1 hafta sonra doktorumla görüşeceğim ve tekrar deneyeceğim, doktorumu değiştirmeyi de düşünmüyorum onun bu konuda hiç bir suçu olmadığını biliyorum. Eğer biz denemezsek kendi kendine olmuyor bu iş, her ay paranoyaklaşıp 1 gün geciktim diye test yapmak, hamile kıyafetlerine veya bebek kıyafetlerine imrenerek bakmak değil bizim geleceğimiz. Eğer kendi içinizde güç kalmadığını düşünüyorsanız eşinizin içine bakın mutlaka birinizde tekrar deneyecek güç ve umut vardır. Ben acıların kadını değil başarıların kadını olacağım bunu biliyorum. Merak edenler için: Bu arada eski erkek arkadaşım devamlı olarak kızımın resimlerini gönderip haftalık rapor yolluyor ve ona çok iyi bakıyor. Şu anki eşi ile aynı şekilde ve kızım sadece bana anne diyor. Hepimize sabır diliyorum…
|