Sibel’in Köşesi – Sayı 109 – 08.03.2004
BENCE BUDA GERÇEK BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ..
ÖYLE MACERALI BİR ANKARA SEYAHATİ YAŞADIKKİ
Sevgili dostlarım;
Şimdi okuyacaklarınız gerçekten başımıza geldi..Eksiği var ama fazlası yok..
Cuma günü toplantının bir önceki günü bürodaki kalabalık ve toplantılarımızla oldukça yoğundu.
Gece bilgisayarda bir sonraki güne toplantı listesi ile ilgili son çalışmaları yaptım ve ertesi
sabah saat 05.20 de Ankara ‘ya hareket edeceğimden saati 04..15 e kurup yattım. Evet yattım..
Aklımca 4 saatçik kestirip kalkacağım.. Ama bennn kalkmadımmm..Saat 05.11 de
eşim beni uyandırdı.Sibel gecç kaldınnn!!!!. Aman Allahım ben saate baktım evet otobüsün
kalkmasına sadece 10 dakika vardı. Nasıl üstümü giydim nasıl kapıdan fırladım bilemiyorum Eşim ben kalktığım da evde dolaşırken yaptığım sesleri duymadığından sadece meraktan ve Melissaya bakmak için kalkmış Hani üstü falan açık mı diye..Ben kendimi dışarı atarken o da taksiyi çağırıyordu.Endişe ile “ ben Varanı ararım gelmek üzere olduğunu söylerim ama Varanda bir dakika bile beklemez” dedi. O anda o kadar umutsuzdum ki anlatamam.Aşağı indim O da neee!!! Kar … kar ….yerde bir karış kar vardı ve lapa lapa da ayrıca yağıyordu..
Taksi taksi nerde diye gecenin karanlığında yarı ağlamaklı artık yüksek sesle inliyordum. Tekrar taksiyi aradım geliyor dedi ama ben elimde derneğin bavulu(içinde afişlerimiz kura kasemi makbuzlarımızla kocaman bir şey ,)sırtımda laptopum ve kendi çantam,birde elimde toplantıda giyeceğim takımım var.Her tarafım dopdolu yani sanırım üstümde 15 kilodan fazla ağırlık var.Karda zor yürüyorum. Hemen nefes nefese kaldım tabii.Neyse taksi geldi ve ben bindim;ilk sorudum şey zinciriniz var mı lastikleriniz kar lastiğimi. Kar lastiği dedi ama yerler gerçekten bir karış kar. Bizim evimiz bir yokuşun altında taksi tabi o karda yokuşu çıkmak zorunda ama ıh ııh !! çıkamıyor işte .. patinaj yapıyor…Allahım lütfen lütfen diye artık yükek sesle yalvarıyorum.. Cansını aradım hemen “Cansın ben taksideyim ama yokuşu çıkamıyoruz lütfen söyle lütfen beklesinler aman Allahım benim mutlaka o otobüse binmem gerekli”… Eşim bir taraftan telefon ediyor.Cansın Varanda beni bekliyor .eminim orada beni beklerken sinirden zıp zıp zıplıyor ve saçını başını yoluyor. Aksiliklere benim gibi hiç tahammülü yok onunda .. Araba yokuşu çıkamadı arkadaşlar döndü ve başka bir yerden gitmeye çalıştı ama gene başka bir hafif yokuşta gene ortada kaldı.. İki güvenlik görevlisi önümüzdeki arabayı itmeye çalışıyorlardı. Can havliyle artık camı açtım ve gecenin karanlığında yardım için bağırmaya başladım.” Lütfen yardım edin, geç kalıyorum otobüse yetişmem gerek..güvenlik görevlileri hangi birine koşalım diye mızıldanarak koştu ve arkadan itmeye başladılar,HA gayret yokuşun başına 10 metre ya kaldı ya kalmadı. Adamlar bıraktılar ve gittiler …offfff. Araba gene durdu. Ve kaymaya başladı.. Artık ben yerimde duramıyorum kendimi attım dışarı. Allahım ne olursun ne olursun gitmem gerek gitmem gerek..Sanki o anda ben insan üstü bir gayretle müthiş bir güce sahiptim. Taksinin kapısı açık ben açık kapının kenarında bir elimi dayamışım taksiyi var gücümle itiyorum ,öbür elimle cep telefonu ile Cansınla konuşuyorum.Bendeki akla ve gücümden eminliğe bakarmısınız tek elimle koca taksiyi itmeye çalışıyorum.Cansın şöför ve muavini otobüsün kalkmaması için ikna etmeye çalışıyor. Eşim varandaki adamlarla konuşuyor..Şöför eğİldi ve bana seslendi.. Lütfen hanımefendi içeri girer misiniz.? Lütfen sakin olun..?Demesi kolay tabi ama mecburen girdim içeri ve araba bir aşağı bir yukarı en nihayet o 10 metreyi aştı ve yola çıktı ..OHHHH !!!!
Ben gene hemen eşimi ve Cansını aradım tamam düz yola çıktık geliyorum diye..Varanın önüne geldiğimde beni koşa koşa karşıladılar ve hemen elimdekilere aldılar otobüse atladım.. Herkesten özür dilerim dedim. Cansının ve benim betimiz ,benzimiz atmıştı,endişe ve korkudan nerdeyse dilim tutulmuştu…Yetişmiştim ama otobüsü tam yarım saat geciktirmiştim..Neyse otobüs kalktı ama en az yoğun kardan üç defa çıkış kapısında çıkamadan hız aldı. Artık rahattım ve yalnızca olanları seyrediyordum.En nihayet yola çıktık ve aaa a o neee??? İki kilometre ya gitti ya gitmedi her yer kupkuru hiçbir yerde kar falan yok. İnanılır gibi değildi. Cansınla bakıştık.. sanki bir “alacakaranlık kuşağı” idi yaşadığım gecenin karanlığında…
Cansın Varanda yaşadıklarını anlattı..Herkese laf anlatırken bir an dedi koşup gelsem sanki bende arabayı itsem ve seni yetiştirsem diye geçti içimden dedi. Oradaydı ve yalnızca beni beklemek zorundaydı elinden benim telefondaki ağlamaklı sesimi dinlemekten başka hiçbir şey gelmiyordu.O dakikalarda çaresizliğimizi o kadar derinden yaşamıştık ki anlatılır gibi değildi..
Saat 10.30 da Ankara’ya vardık. Ankara kuru çok soğuktu ama güneşliydi. Hemen otele gittik ve bavulu bıraktık. Giyinip toparlanmak için dağıldık.Ben annemle babamı görmeye gittim Saat 13.30 gibi otele tekrar geldiğimde her şey yerli yerine yerleşmiş ve üyelerimiz için hazırdı.LR- İnternational kozmetik ‘in ekibi de bizden önce gelmiş ve star-box kutularını ön rezervasyon masasına yerleştirmişlerdi. Yeni üye olan herkese promosyon olarak birer star-box kutusu hediye edildi. İçinde çeşit çeşit kozmetikler,el kremleri,bayan için yada bay için çeşitli ürünler vardı.Üye olarak kayıt olanlar makbuzlarının yanında böyle bir koca kutu hediye ile karşılaşınca gerçekten çok sevindiler. 14.00 de herkes yavaş yavaş gelmeye başladı. Eski dostlar hasret gidermeler insanın içini sıcacık yapan kucaklaşmalar..
İlkin gelmişti. Görünce çok sevindim. Amanser de bebegini ve eşini bırakmış bizi görmeye gelmişti. Türkmenistan dan tatlı arkadaşımız Şule, Taner alp ve esi İlknur da oradaydılar.,İlknur u da hemen ise koştuk ve isimleri ona yazdırdık.Ben açılış konuşmasını yaptıktan sonra Star-box ekibinden yetkili Ali bey ürünleri konusunda görsel aktivitelerle de desteklenen bir tanıtım yaptı..LR International Firması bize destek olmak için derneğe her iki yüz yeni üyede gene verdiği kutu eşantiyonları numaralandırarak iki kişinin tedavisinin 1100 usd ını verecek. Nerede tedavi olmak isterseniz orada olabilirsiniz. İster 1100 usd a herhangi bir klinikte isterseniz üstüne katarak başka bir yerde o tamamen size kalmış olacak. Siteden alacağınız bakım ürünlerinden de eğer buradan satın alırsanız ve de eger danışman olursanız yada 60 milyon liralık toplu ürün paketi alırsanız her paket için size yeni bir kura numarası veriyorlar. (Ürün paketinin listesi bu hafta Salı yayınlanacak.)gene her satış da derneğe bağış yapacaklar.Lütfen piyasadan çok daha uygun olan bu ürünleri aylık ihtiyaçlarınızı buradan bu kaliteli ürünlerden alın.Nasılsa herkes ay içinde bir defa şampuan yada deodorant yada after shave alıp kullanmıyor mu? Kullanmıyor mu.. Peki.. iki ayda bir olsun ama olsun lutfen ..
LR International’in bilgilendirmesi bittikten sonra biz doktorlar gelmeden kendi aramızda uzun süre üyelerle sohbet ettik Babam benimle ilk defa bu sefer toplantıya gelmişti.Beni izlemeye.Çünkü sabah gelmiştim ve akşam gidiyordum oda kızıyla birlikte olmak istiyordu.Bütün toplantımızı baştan sona kadar izledi.Toplantı sonunda onun yorumu istedim.Baba nasıldı toplantı diye.. Güzeldi ama insanlar ne kadar tedirgindiler ,çekingendiler onlarla daha çok konuşup açılmalarını sağlamalısın bu yeterli değil dedi..Güldüm ”Baba bu bizim açılmış halimiz” dedim .
Çok hoş bir toplantı bitimi yaklaşırken bize şöyle bir haber geldi. dışarıda lapa lapa kar yağıyor sanırım uçakların iptal olması durumu varmış… Aaa ne oluyor Ankara’dan mı ? yani buradan mı bahsediyorlar? Biz toplantıya girerken her yer kupkuruydu ne oluyor böyle.. ?Babam bizi havaalanına bırakmak için bekliyordu ,o bırakacaktı ama biz dışarı çıkıp da lapa lapa karı görünce donduk kaldık. Babamı asla böyle bir tehlikeye atamazdım. Havaalanından yalnız gelecekti ki ben 14 şubatta İstanbul da karı ve dehşeti görmüş bir kadındım.Bu şekilde 70 yaşındaki bir insan yalnız araba ile nasıl geri dönebilirdi.? Uzun süre onu ikna ettik ve Cansınla Taksiye bindik. Aynı komiklik yolda da devam etti. İki kilometre gidince gene yerler kupkuruydu… Eh buna da artık aksilik gerçekten demeyeceğim ve hayra yoracağım dedim.Bereket bizimle geldi diyelim.İnanıyorum ki gittiğimiz yere bereket götürmek için Tanrı bizi görevlendirdi. Her şey içinde defalarca sınıyor,engel koyuyor ama gene de başardık.Önemli olan azmetmek değil mi? Sonunda istenince işte her şey başarılıyor. Bizde bunu yaptık yalnızca deli gibi istedik ve çabaladık sonuna kadar…
27 MART TOPLANTISI İÇİN HEMEN REZERVASYON YAPTIRIN. Ayrıntılar ana sayfada .. Herkesi bekliyoruz…
Çok sevgiler
Sibel Tuzcu..