Nefis bir günde Çanakkale’deydik.
Merhaba Sevgili Üyelerimiz;
İlk başta tabiî ki Pazar gününün nasıl geçeceğini bilemiyorduk Çünkü saat gecenin 03.30 unda kalkmış 04.30 unda yollara düşmüş 05.00 de de yola çıkmıştık.Tabii ki hava karanlıktı .Gerçi soğuk değildi ama şehir değiştirecektik ve gittiğimiz şehrin ikliminin bize ne sunacağını henüz bilemiyorduk..
Zafer’i ve Cansını alarak Umut tüp bebeğin ekibi Yasemin Hanım,Levent Bey ve şoförümüz Abuzer Bey ile buluştuk.5 kişilik bir minibüs ile yolculuk edecektik.İçi hiç beklemediğim kadar geniş bir minibüstü, çok rahat diye düşündüm.Henüz herkes mahmurdu ama yola çıkar çıkmaz Abuzer bey cd sine ye koyduğu müzikle gözümüzü hemen açtı.Arkada da Yasemin hanım ben ve Cansın oturuyorduk.Yasemin hanım hemen uyuyacağını söylemişti hatta minik yastığını da oturur oturmaz hemen kolunun altına koymuştu ,bende gidinceye kadar yarım kalan uykumu tamamlarım diye düşünmüştüm ama bu hiçbir zaman mümkün olmadı.Biz konuşmaya başlayınca vaktin nasıl geçtiğini bilemedik . Ayrıca Abuzer beyde müziği ve şahsına münhasır araba sürüşü ile bizi uyanık ve diri tutmaya kararlıydı… Yasemin hanım da minik yastığını hiçbir zaman kullanamadı Ne gidişte ne de dönüşte..
Levent Bey Edirne ve Tekirdağ bölgesini çok iyi biliyordu Umutta çalışmaya başlamadan önce uzun yıllar buralarda doktorluk yapmıştı. Bize çok güzel rehberlik yaptı.Sabah 06.30da kahvaltı yapabileceğimiz çok güzel bir yere götürdü.Burada böyle bir şey olabileceğini hiç tahmin edemezdim.
Çok geniş bir alanda süs havuzlu geniş bahçeli ve ilginç hayvanları ile nefis bir alan yaratılmıştı.
Ortada yemek yenecek mekan ön girişte bir süs havuzu içinde ördek ve kazlar girişin hemen sol tarafında geniş kafeslerde tavşan, tavus kuşları ,paçalı renkli cins cins horoz ve tavuklar,bıldırcınlar..
Arka tarata çok geniş bir meydan atlara ve eşeklere ayrılmıştı. Gün içinde meraklıları onlara binip dolaşabiliyorlarmış. Bir tarafta deve kuşları vardı ve gene geniş kafeslerde oğlaklar ve köpek gördüm.
Sonra uzun bir açık büfe ceşit ceşit peynirler… Dışarıda kocaman bir taş ocakta bir kuzu çevrilmek için hazırlanılıyordu. Masamızın yeri çok güzeldi.Salon boydan boya camla sanki dışarısı ile birleşmişti.Restoranın önündeki yemyeşil geniş arazi masmavi denizle son buluyordu. . Tabiî ki Levent Beyi bizi buraya getirdiği için çok tebrik ettik..Tekirdağ halkı buraya brunch a gelirmiş.Ne kadarda zevkli insanlarmış..Çok erken bir saat olduğundan bedenim ayakta olmasına rağmen benim beynim henüz uykusundan uyanmamıştı kusura bakmayın her şeyin resmini gerekli gereksiz çekerim buranın resimlerini çekmeyi akıl edemedim..
Daha sonra kilit bahir’e doğru yola çıktık. Çanakkale boğazının en dar kısmı burada imiş karşıdan karşıya geçiş yalnızca 10 dakika sürüyormuş. Saat 10.30 da oradaydık artık demek ki bende uyanmıştım, nerden anladım çünkü fotoğraf makinem elimdeydi. Güneş, deniz, yeşil dağlar hepsi öyle sayfiye havasındaydı ki onları hep çekmek istedim.
Çok kısa bir deniz yolculuğundan sonra Çanakkale’ye geldik.
Hep böyle bir sahil şehrinde yaşamayı istemiştim.. Sahilde küçük çay bahçeleri ,restoranlar deniz kenarında gezme yerleri ,simitçiler,çekirdekçiler hemen şehrin ortasında Belediye binası ve Halk evi önünde çay ocağı ve aileler..Sahilde kocaman bir Truva atı tüm heybeti ile duruyordu. .Truva filminden sonra oraya koyulmuş..Çok güzeldi.
Çok erken olduğundan salonumuz henüz açık değildi. Geldiğimizi haber verdik ve Belediye nikah salonunun önündeki çay bahçesinde oturduk ve çayımızı içerken sahili seyretmeye başladık.
Toplantı saatimizde salona geçtik. Salonumuz Nikâhların kıyıldığı salondu ve çok büyüktü.
Daha sonra yavaş yavaş salona katılımcılar gelmeye başladılar. Gelenlerin çoğunun,dernek ve internet sitemizin üyesi olması beni mutlu etti. Belediyede görevli olan Gülay Hanım geldi. Çanakkale toplantımızın bütün çalışmaları ile bizzat ilgilenmişti. Kendisine ve Çanakkale Belediyesine çok teşekkür ettik.
Toplantı başlamadan misafirlerle uzun uzun konuştum, daha sonra açılış konuşmasını yaptım. Dr. Levent Konur tedavileri anlattı ve hep ben konuşmak istemiyorum hepinizin sorularını tek tek yanıtlamak istiyorum dedi ve soruları almaya başladı.Bütün salonun sorularını mümkün olduğunca yanıtlama çalıştı. Daha sonra mikrofonu alan Yasemin Hanım tedavi fiyatlarını,tedaviye gelirken neler getirmeleri gerektiğini ayrıntılı bir şekilde anlattı.
Toplantımıza daha 3 sene önceki toplantımıza gelip ücretsiz tüp bebek tedavisini kazanan üyemiz ikiz bebekleri katıldı .İkisi de inanılmaz güzeldi .Bir başka çocuk sahibi üyemizde bizi yalnız bırakmadı toplantımıza gelerek çocuk sahibi olsalar dasitemizi ev derneğimizi unutmadıklarını gösterdiler.Vefalı dostlar sağ olsun..
Toplantının sonunda gene salondaki misafirler indirimli tedavi olacak 10 kişiyi seçtiler ve kapanışı yaptık.
Çanakkale gerçekten çok güzel bir şehir.Keşke sık sık gelebilsek diye düşündüm..
Toplantıdan sonra Tekirdağ’a geçtik ve şehirde küçük bir şehir turu attık e akşam yemeğimizi yedik ve İstanbul’a geri döndük.Gelirken içimizden iki hasta çıkardık.Zafer ve Cansın..Zafer zaten hastaydı sonradan biraz düzeldi ama sapasağlam Çanakkale’ye giden Cansın ses falan gitmiş bir şekilde İstanbul’a yataklık hasta olarak döndü..
Çok hareketli ve yorucu bir hafta sonu da böylece sona ermiş oldu..
İstanbul Üyelerimizi 06 Hazirandaki Pendik toplantısına bekliyoruz..
Sevgilerimle
Sibel Tuzcu