lady q  


Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği – Tüp Bebek

H-A-M-İ-L-E-Y-İ-M

H-A-M-İ-L-E-Y-İ-M

Sibel Hanım Merhabalar,

 

    Ben 2003 senesinde hamile olduğumu öğrenir öğrenmez size H-A-M-İ-L-E-Y-İ-M başlığı adı altında mail altundis

    gönderen kişiyim. İnanın size uzun zamandır yazmak istiyordum ancak yoğun
geçen bir hayat nedeniyle bir 
türlü kısmet olmadı. Hamileliğimi sağlıcakla
tamamladım ve bir kızım oldu. Şu anda 3 yaşında. Bana göre

    dünyanın en tatlısı o. Size, kızımın bir resmini gönderiyorum ve o yazımda
bahsetmeyi unuttuğum tüp bebek 
doktorumun adının Aytuğ Kolonkaya olduğunu
belirtmek istiyorum. İnşallah tüp bebek isteyen diğer insanlar 
için de bir umut

    kapısı olur, bana olduğu gibi…. Sizinle duygularımı paylaşmak istedim…

 

    Sevgiler,

 

    (almi)

     H-A-M-İ-L-E-Y- İ- M

 

Merhabalar,

Eşim de, ben de 1970 doğumluyuz. 1995 Ağustos’unda evlendik. Genelde her yeni evli çiftin yaptığı gibi bizde 2 sene boyunca korunduk. 1997 yazı gibiydi artık bir bebeğimiz olsun istiyorduk. Tabii insanın her istediğinin canı istediği zaman olamayacağını o zaman anladık. İnsan başkalarının bebek problemini duyduğunda kendi başına da aynı problemlerin gelebileceğini asla aklına getiremiyor…

6 ay boyunca hamilelik söz konusu olmayınca 1 seneyi beklemeye gerek görmeden hemen bir jinekoloğa gittim. Belli ki bir problem vardı da olmuyordu. Ancak yapılan tetkiklerde her şeyim gayet normaldi. Doktor değiştirdim, ancak o da aynı şeyleri söylüyordu. Regl’im düzenliydi, yumurtlamam gayet düzgündü, rahmim açıktı v.s. Sıra eşimin doktora gitmesine gelmişti. Sperm sayısı 20 milyon civarıydı, Varikosel dendi, kısa bir süre içerisinde ameliyat oldu . Ameliyat sonrasında sperm sayısı 80 milyon civarına yükseldi. Doktor’un demesine göre 6 ay kadar sonra hamile kalabilirdim. Ancak tahmin edersiniz ki öyle olmadı. Bu arada ben yumurta takibine başladım. Takriben 8 ay kadar devam ettim. Bu arada gerçekten pek işe yaramayan (benim fikrim) aşılama yöntemini Doktorum bana tam 5 kez uyguladı. Tabii ki her defasında hayal kırıklığı ve üzüntü. Tüm bu uğraşlarımız 2 sene kadar sürdü. Artık doktora gitmekten bıktığımız için 1999 senesinin yazı gibi bu işlemlere tamamen son verdik ve bir bekleme dönemine girdik. Belki kafamızdan atarsak kendiliğinden olur diye düşünüyorduk, öyle ya, ne de olsa ikimizde de bir şey yoktu.

Bu arada tam 3 sene gibi bir zaman geçti, hiçbir girişimde bulunmadık. Oradan oraya koşuşturup hem bir avuç dolu para harcayıp, hem de manevi olarak kendimizi yıpratmak istemiyorduk.( Çevremizde bu sorunu yaşayan arkadaşlarımız hem maddi hemde manevi olarak çok yıpranıyorlardı). Biz artık bir tüp bebek merkezine gitmeliydik ve karı-koca aynı yerde tedavi olmalıydık. Sibel hanımın sitesinden yaptığımız araştırmalara göre 2002 senesinin Aralık ayında saygın bir hastanenin tüp bebek merkezine giderek tüm hayatımızın değişmesine neden olan o dünya iyisi DR.’umuzla tanıştık. Görüşme sonrasında o kadar mutluyduk ki, içimize çocuğumuz olacağına dair inanılmaz bir inanç ve umut doğmuştu. Gerekli tetkikler tekrardan yapıldı, hiçbir sorunumuz yoktu, kısacası nedeni belli olmayan kısırlıktı bizimkisi…DR.’umuz mikroenjeksiyon yapmaya karar verdi. Ve… tedaviye başladık. Eşim sabahları kol iğnelerimi yapıyor, akşamları ise yumurtalarımı arttırıcı diğer iğnelerim yapılıyordu. Bunlar zaten bir çoğunuzun bildiği şeyler… 16 Ocak 2003’de yumurtalarım toplandı, genel anesteziye girdiğim için hiçbir acı hissetmedim. DR.’umun söylediğine göre 11 tane yumurtam oluşmuştu.

Bunlardan 7 tanesi olgun ve tam istedikleri gibiydi. Önceleri yumurtamın az olmasına çok üzülmüştüm, ama bunun çok önemli olmadığını sonradan anlamıştım. Ertesi gün 7 yumurtanın hepsinin döllendiğini öğrendik, bundan 1 gün sonra ise yine 7 yumurtanın hepsinin bölündüğü söylendi bize. 19 Ocak 2003’de transfer yapılması için hastaneye çağırıldık. Hiçbir acı hissetmedim, 15 dak. civarı sürdü. DR.’um tam 4 tane embriyo yerleştirdi, ultrasonda bu görüntüyü seyretmek gerçekten çok güzel bir duyguydu, belki de bu bebişlerden biri tutacaktı, bunu düşünmek bile çok heyecan vericiydi. DR.’um embriyoların çok kaliteli olduğunu söyledi. Hastanede 4-5 saatlik istirahatten sonra eve gidebileceğimiz söylendi ve….heyecanlı bekleyiş başladı.

Bu bekleyiş tam 12 gün sürecekti… Hemen işten izin aldım ve 1 hafta boyunca evde istirahat ettim. Sadece bir gün yatarak geçirdim, diğer günler ise evden çıkmadan dinlendim. Bu arada eşim (ki bana desteği inanılmaz derecedeydi) mecburi olarak yurtdışına gitmek zorunda kalmıştı. Sonunda 12 gün geçmişti ve 31 Ocak günü gebelik testi için kan vermeye hastaneye gittim. 2 saat kadar sonra ( tam işe gitmek üzereydim ki…) cep telefonum çaldı. DR.’um ”tebrik ederim, hamilesiniz” deyince kulaklarıma inanamadım ve sokakta ağlamaya başladım, o kadar mutlu olmuştum ki anlatamam, bu müthiş bir duyguydu, senelerdir hep istediğin bir bebeğin şimdi içinde büyümeye başlayacağını bilmek muhteşemdi.

Ne yapacağımı şaşırdım, gözüm hiçbir şey görmüyordu, acaba önce kimi aramalıydım? Eşimi aramak istemiyordum, böyle güzel bir haberi telefonda veremezdim, senelerdir beklediğimiz bu güzel anı onun yüzüne söylemeliydim ve yüz ifadesini görmeliydim. Annem, ablam,kayınvalidem, arkadaşlarım.. tüm sevdiklerim öğrendiklerinde çok mutlu oldular. Ağlamalar, sarılmalar v.s…Aradan 2 gün geçti nihayet eşim eve geliyordu. Odalardan bir tanesini balonlarla süsledim ve bir panoya bir emzik asarak,” nerede kaldın babamız” diye yazdım. Kapı çaldı, hiçbir şey çaktırmıyordum, onun elinden tutarak odaya götürdüm, odanın kapısını açtım ve yazıyı okuyunca gördüklerine inanamadı, gözleri kocaman kocaman açıldı, mutluluktan uçuyordu. Evet başarmıştık, ilk denememizde Allah yüzümüze gülmüştü ve tutmuştu işte. Bir çok çiftin ilk denemesinde olmuyordu… O yüzden kendimizi çok şanslı hissediyorduk. İlk ultrason görüntüsü yani bebeğin kalp atışını görmek için 21 Şubat’ı beklemeliydik. Bu arada ben ‘ya boş kese ise?” diye endişelenmeye başlamıştım. Ultrason günü geldi ve çattı. Ve nihayet bebeğimizin kalp atışınıda gördük. Artık içim tamamen rahatlamıştı. Şimdi en büyük arzum, hiçbir engel ve zorlukla karşılaşmadan bebeğimi dünyaya getirebilmek.

Lütfen…Sizden en büyük ricam gerçekten umutsuzluğa kapılmamanız, bir zamanlar benim içinde ulaşılamaz gibiydi, ama ulaştım işte. Hala inanılmaz gibi geliyor, bu güzelliği yaşayan neden yarın siz olmayasınız ki??? Her şeyden önce Allah a inanmak, ondan istemek ve dualarınızı eksik etmemeniz en büyük tavsiyem olacaktır. Unutmayın! Bir gün siz de başaracaksınız…

Bu arada sevgili Sibel hanım size de sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum, sitenizden öyle çok yararlandım ki…Lütfen çizginizi değiştirmeyin ve bizim gibi aynı kaderi paylaşan insanlardan desteğinizi asla mahrum etmeyin.

Allah bu yüce duyguyu tüm isteyenlere nasip etsin diyor ve herkese kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum…

AA

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ