lady q  


Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği – Tüp Bebek

İstanbul Bogazı Kıyısında Toplantı ..

İstanbul Bogazı Kıyısında Toplantı ..

Bahar geldi.

Bizim de toplantılarımız çiçek açtı.

Hiç de mütevazi olamayacağım biz zaten çiçek gibi derneğiz.

Bahar da patlayarak doğaya ayrı bir güzellik katan çiçeklerimiz de var, kış ortasında karlara inat başını kaldıran KARDELEN’ lerimiz de.

Ama bahar bu.

Vazgeçilmez heyecanların, kokuların, başlangıçların zamanı.

 

27 Mart 2012 tarihinde Acıbadem Sağlık Gurubu Acıbadem Maslak Hastanesi ile toplantımız vardı.

O sabah da dışarıdaki işlerimi erkenden bitirip eve geldim.

Sevgili Sibel ve Cansın ile karar verdiğimiz buluşma noktasına varmak için son 1 saatim vardı.

Kahvemi içerken, sunuma son kez göz atmak istedim.

Bilgisayar kilitlendi.

Söylene söylene “olsun yedek hard diskte var sunum” dedim ve hızlıca toparlandım.

Kapıdan çıkmaya hazırlandım.

 

Aman Tanrım !

Cep telefonum yok.

Evde bakmadığım yer bırakmadım. Ama yok.

Çıldıracağım.

Zavallı annem elinde kendi telefonu ile benim cep telefonumu çaldırıyor.

Hiç ses çıkmıyor evden.

Bir anda durdu. “Eyvah , artık ulaşılamıyor sinyali veriyor” dedi.

Allahım makyaj yapmamış olsam ağlayacağım sinirden.

Birinin eline geçtiyse endişesi hem benim, hem annemin yüzüne gelip oturdu.

 

Deli gibiydim. Yok yok yok çıldıracağım.

Daha 25 Şubat ta suya düşürmüşüm, yeniden çalıştırmayı başarmışım. Bu ne şimdi?

Son zamanlarda gökyüzünün en aksi gezegeni Merkür Retro yapıyor.

“Eh be Merkür bugünü mü buldun ?” diye söyleniyorum.

 

Annem son kez arabaya bakmamı öneriyor. Ben ise Boğa burcu inatçılığı ile “hayır arabada değil” diyerek tepiniyorum.

“Bir baksan ne olur” dedi. Söylene söylene aşağıya koşturdum.

Veeeeeee, camdan bakan annemin yüzüne, mahcup kaçamak bir bakış fırlatan en masum kız çocuğu edası ile “Buradaymış” dedim.

Eeee gerisini tahmin edersiniz. Klasik anne-kız çekişmesi J

 

Sibel ve Cansın defalarca aramış ve ben buluşma yerine 10 dakika geç giderek sinir ötesi, çekilmez bir kadın olmuşum.

Hala içimden “her şey güzel olacak” demeyi de unutmuyorum tabi.

Ekibin son parçası Türkan’ı da aldıktan sonra Beykoz’a ulaşmayı başarıyoruz. Toplantıya birkaç saat kaldığı için biraz Boğaz havası almak, biraz da konuşmak için bir yerlerde oturuyoruz.

 

Sonra da hep beraber toplantı salonuna geçiyoruz. Sevgili Sülay her zaman ki gibi bizden erken gelmiş, kendi hazırlıklarını tamamlamıştı. Biz de onunla beraber dökümanları hazırlamaya başladık.

Toplantı yapacağımız salon Beykoz Belediyesi Nikah Salonuydu. Salonun içinde ayrı bir oda vardı.

Oda’nın kapısında yazan yazı tam bir çelişki an’ıydı.

“Beykoz Belediye Başkanlığı Yazı İşleri Müdürlüğü Evlendirme Şefliği”

Bir taraftan yeni bir hayata başlangıç yapacakların başvuru yeri, diğer yandan da yeni bir yaşam isteyenlerin isteklerine kavuşmalarına olanak sağlamak için bilgilendirme yapılacak yer.

Tam bir ironi.

 

Toplantı salonumuzda son derece hummalı bir çalışma vardı. Masalar hazırlanıyor, ikramlar yerleştiriliyor ve bizlerde gelenleri kapılarda karşılıyorduk. Bir ara Acıbadem Sağlık Gurubu çalışanlarından Ercüment Ünlü ile göz göze geldik. Arka tarafda duran banko ya yaslanmış, salonda artık yer bulamayıp gelecek sandalyeleri ayakta bekleyen kalabalığı şaşkınlıkla seyrediyordu.

 

Toplantımıza Acıbadem Maslak Hastanesi Tüp bebek merkezi başkanı Prof Dr Bülent TIRAŞ gelecekti.

Acıbadem Kadıköy Hastanesinden Prof. Dr Tayfun BAĞIŞ’ ın da toplantıya katılacağı bize birkaç gün önce bildirilmişti. İki hoca ile aynı anda toplantı yapacak olmak ve Prof. Dr Tayfun BAĞIŞ ile ilk kez tanışacak olmak da ayrı bir heyecandı.

 

Toplantımızı 14.30 da başlatmak için sahneye çıktığımda salondaki kalabalık beni çok ama çok heyecanlandırmıştı.

Eh bakalım bu yürek sabahtan bu an’a kadar olan heyecanı kaldırabilir mi?

 

Sunumumuzu; artık derneğimizin bir ritüeli haline gelen, değerli müzik adamı Sn. Fahir Atakoğlu’nun insanın içine işleyen UMUT isimli güzel bestesine, bizi anlatan görsellikleri ekleyerek güzel bir çalışma ortaya çıkaran, derneğimizin gönüllü üyesi Sn. Gürkan Fedaioğlu’nun hazırladığı video gösterisi ile başlattık.

 

Sunumum artık daha farklı.

Sevgili Sibel ile konuşa konuşa, fikirlerimizi havada uçura uçura, kadının anne olmasındaki genetik kodlarını da ortaya koyan şahane bir sunum yarattık.

ÇİDER için ne hazırlasak az bile.

İnanın bu iş’e yüreğimizi koyduğumuzdan beri her geçen zaman diliminde farklı şeyler düşünüyoruz. Farkımız farklılığımız desek J

 

Prof Dr Bülent TIRAŞ ile toplantı yapmak ayrı bir keyif.

Rahat ve içten tavırları, infertil çiftlere samimi yaklaşımı ve onları pozitifliği ile rahatlatması, konusuna hakimiyeti ve hiç ummadığınız anda tüm salonu kahkahalarla güldürebilmesi.

Sunumunda zaten yer alan karikatürlerde, bu çileli yolda, bu konuya daha esnek bakmanızı sağlıyor. Hüzünlerin arasında güldürebilmeyi başarıyor.

 

Ama itiraf edeyim.

Prof. Dr. Tayfun BAĞIŞ da, bizimle yaptığı ilk toplantı olmasına rağmen, samimiyeti ve güleryüzlülüğü ile ekibimize ayrı bir heyecan verdi.

Konuşmaları, bilimsel bilgileri herkesin anlayacağı bir şekilde anlatması, zaman zaman kısırlık ile ilgili bilimsel dayanağı olmayan
açıklamalar yapan ve medya da yer bulabilen televizyon aşcılarını taklit etmesi salonu çok güldürdü. Hala o taklit gözümün önünden gitmiyor.

 

Ne diyeyim ÇİDER’ e inanan ve onu yalnız bırakmayan tüm doktorlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum.

Bize inanan sizlerin ve değerli doktorlarımızın inançlarını ve umutlarını hiç boşa çıkarmayacağız.

 

 

Sevgilerimle

Mukadder Bozkaya ADİL
Muko’nun Köşesi -Sayı 85

 

 

Tüp Bebek tedavileriniz için  Prof.Dr. Tayfun Bağış Danısma Formu için tıklayınız

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ