lady q  


Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği – Tüp Bebek

Hipertansiyon ve Diabet Gebe Kalmaya Engel Değildir – Dr. Kemal Özgür

Hipertansiyon ve Diabet Gebe Kalmaya Engel Değildir – Dr. Kemal Özgür

Gebelik döllenmiş yumurtanın önce implantasyon denilen tutunma ve yerleşme , daha sonra da plasentasyon dediğimiz özelleşmiş bir organla beslenme aşamalarından geçer. Her iki aşamasında da yoğun bir damarlanma sözkonusudur. Diabet ve hipertansiyon gibi damarları primer ilgilendiren hastalıkların gebelikle beraberliği gebeliği komplike hale getirebilir.

HİPERTANSİYON VE HAMİLELİK
Hamilelikte hipertansiyon sistolik basıncın 140 diastolik basıncın 90 ve üstü olduğu zaman tanı konur. Genellikle birkaç ölçüm yapmak gereklidir. Gebelikte açığa çıkan hipertansiyon 2 tiptir. Bunlardan bir kronik hipertansiyonu olup gebelikte de bunu yaşanması, ikincisi de ilk kez gebelikte açığa çıkan ve preeklampsi denilen tablodur. Ayrıca ileri düzeyde kronik hipertansiyonu olan hastalarda gebelikleri esnasında % 50 ihtimalle preeeclampsi tablosu gelişmektedir. Bu tablo bebek hatta anne için önemli riskler taşımaktadır.

Hipertansiyonun gebelik üzerindeki etkileri nelerdir ?
Normalde anneden bebeğe oksijen ve besinler annenin kanından plasentaya geçerek ulaşır. Bebeğin beslenmesi için bu kan akımı çok önemlidir. Hipertansiyonun varlığında ise bu akım azalmakta ve bebek sıkıntıya girmektedir. En önemli risk bebekteki gelişme geriliği ve anne karnında bebeğin ani ölümüdür. Ancak bu risk hafif veya orta derecedeki hipertansiyonlarda nispeten daha az görülmektedir. Sonuç olarak hamile  kalmadan önce tansiyon düzenlendikten sonra gebe kalmasının sağlanması önemlidir. Kullanılacak olan anti-hipertansif ilaçların teratojen etkisi( anomali yaratma-bebeğe zarar verme ) riski olduğundan dolayı doktor kontrolünde ve onayında alınması çok önemlidir. Bunlar arasında en zararsızı ve güvenle kullanılanı alfa metil dopa’dır.

Pereklampsideki risk faktörleri nelerdir?

  1. Önceden kronik hipertansiyonunun olması
  2. İlk defa gebe kalması
  3. Anne yaşının 40’ın üzerinde olması
  4. Çoğul gebelik olması
  5. Şeker , böbrek hastalığı gibi anneye ait sorunların bulunması
  6. Ayrıca ailede böyle bir öykünün bulunması da riski arttırmaktadır.

Neler yapmak gereklidir ?
Hamilelik
yüksek riskli gebelikler sınıfına girdiği için mutlaka yakın takip gerektirir. Hamilelik  takibinde fetusun anne karnında gelişiminin iyi olduğu, fetal distress denilen sıkıntısının bulunmadığı ultrason, dopler, NST gibi testlerle çok yakından takip edilmelidir. Bu sırada yatak istirahati belki de en önemlisidir. Antihipertansif tedavinin fetusa yararı tartışmalı da olsa genel uygulama tansiyonu makul düzeylerde tutma şeklindedir.

Kronik hipertansiyonu olan annede en korkulan şey yukarıda da değindiğimiz preeklampsi tablosunun gelişmesidir. Bu tablo geliştiği taktirde mutlaka hastane koşullarında takip edilmelidir.

Doğum Tek çaredir
Tablo ağırlaştığı zaman erken de olsa doğum tek çare olarak kalmaktadır. Böyle bir durumda prematüreler için yoğun bakım servisi olan bir hastanede takip ve doğum çok önemlidir. Bu da ülkemizde genellikle Üniversite hastanelerinde mümkün olmaktadır..

DİABET VE GEBELİK
Gebelikte en sık karşılaştığımız diabet şekli gizli diabettir. Gestasyonel diabet denilen gebelerde çıkan bu diabet şeklinde normal hayatlarında diabet yokken gebeliğin belli aylarından sonra glukoza karşı toleransları azaldığı için diabet açığa çıkmaktadır. Glukoza karşı toleransın azalması tamamen gebelik sırasında açığa çıkan hormonların insulinin aleyhine çalışıp onun etkisini azaltmasından kaynaklanmaktadır. Tipik olarak gestasyonel diabet hamilelik sonrası kaybolur. Tip I Diabet ise çocukluk çağında açığa çıkan ve insuline bağımlı olan ciddi şeker hastalarıdır. Tip II diabet ise ciddi olarak insuline bağımlılık gerektirmeyen diabetik hastalardır. Bunlar genellikle sıkı bir diyet ve exersize cevap verirler.

Bunlardan en sık görülen gestasyonel diabet yaklaşık tüm hamilelerin %3-5 inde görülmektedir. Açken normal kan şeker düzeyleri normal olduğu halde toklukta anormal yüksek düzeyde kan şekerleri bulunmaktadır. Biz özellikle tüp bebek hastalarımızda diğer hamilelere  göre gestasyonel diabetle daha sık karşılaşıyoruz. Bunu sebebi de muhtemelen gebelik boyunca daha hareketsiz kalmaları ve kalori alımının da buna karşın fazla olmasıyla metabolizmanın zorlanmasından kaynaklanmaktadır.

Gestasyonel diabette kimler risk altındadır ?
Şişmanlık, ailede diabet öyküsü, önceden iri bebek doğurma öyküsü, polihidramnios denilen bebeğin suyunun artması öyküsü risk faktörleri arasındadır.

Teşhis nasıl konur ?
Bütün hamilelere 26. hafta civarında 50 gr glukoz içirildikten sonraki 1. saatteki kan şeker düzeyine bakılmalıdır. Bu değerin 140mg/dl üzerinde olması risk altında olduğunu gösterip 3 saatlik 100 gr lık glukoz yükleme testine yol açar. Buradaki 2 veya 3 değerlerdeki yükselme tanıyı koydurur.

Ne zararı var?
En önemlisi fetus üzerine olan etkileri . Gestasyonel diabet genellikle 25. haftadan sonra açığa çıktığı için gebeliğin geç komplikasyonları olan hipertansiyon polihidramnios, gibi komplikasyonların daha sık görülmesi. İkincisi makrozomi denilen iri fetusun doğum ve doğum sonrası yarattığı sorunlar. En çok korkulanı doğumdan hemen sonra bebekte hipoglisemi geçirmesidir. Tip I Diabette ise bunların yanında en korkulanı gebeliğin çok erken dönemlerinde kontrolsüz şekerin anomali veya sakatlık yaratma riski taşımasıdır.

Gestasyonel Diabet sorunlarını önlemek için ne yapmalıdır?

Kadın Doğum doktorunun yanısıra endokrin doktoru, diyetisyen ve diabet uzmanları tedavinizde rol oynayabilirler. Tedavinin en önemli prensibi fetus ve anneye yeterli miktarda glukozu sağlayacak uygun diyet vermektir. Yani sadece diyet yeterlidir..Diyetin etkili olup olmadığı kilo takiplerinin yanında özellikle yemek sonrası 2. saatteki kan şeker düzeyleriyle anlaşılır.

İnsulin tedavisi ne zaman gereklidir?

Gebe kalan Tip I diabetlilerin yanında kontrol altına alınamayan gestasyonel diabetlilerdede insulin başlanabilir. Açlık Kan şekeri 105’i toklukta 120 yi geçtiği zaman insulin başlanmalıdır. En iyi takip evde kendi kendine ölçüm yapabilen glukometrelerle ölçülerek insulin dozunun doktor kontrolünde ayarlanmasıdır.

Dr.Kemal Özgür

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ