Tüp Bebek Uygulamalarında Başarıyı Etkileyen Faktörler

1978 yılında ilk yapıldığı dönemden bugüne değin tüp bebek uygulamalarına birçok yenilikler olmuştur. İlk yıllarda gebelik oranları deneme başına %10’lar civarında iken teknolojik gelişmelerin paralelinde oran %40-45’lere kadar yükselmiştir. Ancak bu gelişme hala yeterli görülmemekte ve başarıyı artırıcı çalışmalar sürmektedir. Gebe kalmayı etkileyen faktörler genel hatlarıyla aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Kadından Kaynaklanan Sorunlar Kadın yaşı çok önemli bir faktördür. En iyi sonuçlar 25-35 yaş grubu kadınlarda alınmaktadır, 37 yaşından sonra kadının yumurtalıkları uyarıcı ilaçlara verdiği yanıt azalmakta ve elde edilen yumurta kalitesi düşmektedir. Yumurtalar yıllar içinde karşı konulamaz bir şekilde yaşlanmaya uğramaktadırlar ve bu yumurtalardan oluşan embryolarda kötü olmaktadır. Aynı şekilde bu yaşlarda oluşan gebelikler sonucu düşük riski ve Down sendromlu bebek riski de artmaktadır. Özellikle yumurtanın çekirdeğinin içinde yer alan kromozomların ilerleyen yaşla beraber bozulmaya başlaması sperm kromozomlarıyla birleşip embriyonun kromozom yapısı oluşurken hatalara neden olmaktadır. Bu nedenle tüp bebek uygulaması önerilen çiftlerin vakit kaybetmeksizin işlemlerine başlamaları önerilmektedir. Bazı olgularda kadın yaşı genç olsada yumurta kalitesi kötü olmaktadır ve bu sorun ardarda yapılan uygulamalarda tekrarlamaktadır. Bu konuda çeşitli yöntemler denensede yumurtaların yapısındaki bozukluktan kaynaklandığı için her zaman başarılı sonuç alınamamaktadır. Embryoların yerleşim yeri olan rahim içi tabakasının yapısı ve kalınlığı da etkili bir faktördür. Endometrium adı verilen bu tabakada yüzlerce kimyasal maddenin rol oynadığı düşünülmektedir. Ancak hangilerinin embriyonun yuvalanmasında daha etkili olduğu konusunda tartışmalar hala sürmektedir. Bu tabakanın ultrasonografik incelemede ince olduğunun saptanması ya da daha önce rahim içi yapışıklıklar geçirilmiş olması başarıyı düşürmektedir. Ayrıca rahim içinde myom varlığı veya rahimin anormal şekilli olması da gebelik şansını düşürebilir ya da gebe kalındıktan sonra düşüğe neden olabilir. Son yıllarda ortaya çıkan diğer bir tartışma tüplerde olan kistleşmenin (hidrosalpenks) rahim içine olumsuz etkisiyle gebelik şansını azalttığı ve bunların çıkarılması gerekliliğidir. Bu tuba kistlerinin içinde biriken sıvıda çok sayıda toksik madde olduğu ve bunların tubalardan geriye rahim içine doğru akarak embriyonun yuvalanmasını engellediği ileri sürülmektedir. Erkeğe Bağlı Sorunlar Özellikle mikroinjeksiyon uygulamalarının ortaya çıkışıyla sperm sayısı ileri derecede düşük olan erkeklerde de umut doğmuş ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Daha önceleri yaklaşık 50-100.000 sperm yumurtanın yanına konarak bunlardan birinin yumurta içine girmesi beklenirdi ancak mikroinjeksiyon (ICSI) yönteminin ortaya çıkmasıyla bir tek sperm yumurta içine iğneyle sokulabilir hale geldi ve sperm sayısı çok düşük olan erkeklerin çocuk sahibi olma şansları doğdu. Ancak bu yöntemde kullanılacak sperm tamamen embriyologun seçimine bağlı olduğu için normal fizyolojik seçimin dışına çıkılmaktadır. Bu seçimin yapılması konusunda çok hassas davranılması gebelik şansını artıracaktır. Nadiren spermlerin tamamının anormal şekilde olması ya da hareketsiz olmaları seçimi çok güçleştirmektedir. Ayrıca menide hiç spermi olmayan erkeklerde sperm testislerden elde edilerek (iğneyle ya da biopsi yaparak) ICSI yöntemi uygulanmaktadır fakat bu yöntemle alınan spermlerle yapılan denemelerde gebelik şansı düşmektedir. Klinik İşlemlerden Kaynaklanan Sorunlar Tüp bebek uygulamalarında klinik işlemler başlıca yumurtalıkların uyarılması, yumurta toplanması ve embriyo transferidir. Yumurtalıkların uyarılması iğnelerle gerçekleştirilir ve kullanılan doz ve süre önem taşır. Bunları ayarlayabilmek için ultrason ve kanda bakılan östradiol hormonu düzeyleri yol göstericidir. Çok yüksek doz kullanımı ya da sürenin çok uzun ya da kısa olması başarıyı etkiler. Yumurtalıkları uyarmak amacıyla özellikle son yıllarda çok çeşitli ilaçlar ve protokoller geliştirilmiştir. Burada her hastaya en uygun protokolun seçilmesi gebelik şansı üzerine ekili olacaktır. Yumurta toplama işlemide önemli bir aşamadır. Tecrübeli bir hekim tarafından yapılmalı ve mümkün olan en yüksek sayıda yumurta toplanmalıdır.Bazı olgularda yumurtalıkların aşırı hareketli olması ya da iğneyle erişilemeyecek kadar uzak olması toplama işlemini güçleştirmektedir. Embriyo transferide önemli bir adımdır, temiz ve ağrısız yapılmalıdır. Bazı olgularda rahim ağzının sert olması ya da rahimin ileri derecede kıvrık olması işlemi güçleştirir ve başarıyı etkiler. Embriyo transferi için değişik kateterler kullanılmaktadır. Hangisi ile daha başarılı sonuç alınacağı konusunda çalışmalar sürmektedir. Transfer sonrası hasta bir süre dinlendirildikten sonra normal yaşantısına dönebilir. Uzun süre yatmanın gebelik şansını artıracağı konusunda kesin bir kanıt yoktur. Laboratuardan Kaynaklanan Sorunlar Yumurta toplama işleminden sonra yumurta ve sperm artık laboratuarda embriyologun elindedir. Bu aşama en önemli kısımlardan biridir, çünkü toplanan yumurtaların en iyi şekilde ısı ve ışık değişikliklerine maruz kalmadan spermle biraraya getirilmesi gerekir. Mikrop bulaşması embriyoyu olumsuz olacağı için sterilizasyona dikkat edilmelidir. İstenen ortam vücut ortamına en uygun şartları sağlamaktır. Steril ortamlarda çalışılmalı her türlü etkiden uzak tutulmalıdır. Bu nedenle laboratuar personelinin uyumlu ve deneyimli olması gebelik şansını artıracaktır. Elde edilen embriyoların ne zaman transfer edileceği embriyolog-klinisyen işbirliği ile belirlenir. Blastosist transferi adı verilen 5. gün transferinde gebelik oranının daha yüksek olduğu ileri sürülmüşse de bu konuda tartışmalar hala sürmektedir. Yumurta kabuğunun traşlanmasının (assisted hatching) gebelik oranını artırdığı ileri sürülmüştür. Ancak bunun her olguda değil ancak kabuğun kalın olduğu olgularda ya da ileri yaştaki hastalarda yararlı olabileceği diğer olgularda anlamı olmadığı düşünülmektedir. Traşlama işleminin laser ya da diğer yöntemlerle yapılması arasında da anlamlı fark bulunmamıştır. Spermle yumurtanın işleme alındığı 2 gün boyunca çeşitli sıvılar içinde korunmaktadır. Medyum adı verilen bu sıvılar doğal ortama en uygun olarak üretilmektedir ve halen bunların da geliştirilmesi sürmektedir. Gelecekte daha uygun koşullar ve sıvıların geliştirilmesi gebelik oranlarını artıracaktır. Tüp bebek tedavileriniz için Çocuk İstiyorum Formu doldurup bize yollayın.
|